"Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit bilimdir, fendir. Bilim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalâlettir."
Mustafa Kemal Atatürk
+ Dışa bağımlı mıyız?
- Yok canım! Ne bağımlılığı? Onlar bize bağımlı. Bizimkisi dudak tiryakiliği.
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.
/Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Çocuklarınızı Padişahçı değil Milliyetçi yetiştiriniz.
/Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bu millet
“Oscar Wilde'ın tecrübeyi hatalarımıza verdiğimiz isim olarak tanımlaması bilimdeki tecrübeler için de geçerlidir. Bütün bilimsel gözlemler ve deneyler kusurludur. Einstein'ın teorisi, diğerleriyle birlikte, Newton mekaniğinin bir eleştirisiydi, ve Newton'unki Aristoteles'in bir eleştirisi, Aristoteles'inki ise Platon'un biraz da ondan önceki
Ey milletim
Ben Mustafa Kemal’im...
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
Hala en hakiki mürşit değilse ilim,
Kurusun damağım, dilim.
Özür dilerim...
Unutun tüm dediklerimi,
Yıkın diktiğiniz heykellerimi!
Kitabın ince olması, adı, konusu, kapak resmi okumam için fazlaca merak uyandırdı bende. Başları tam bir hayal kırıklığıydı benim için fakat ortası ve sonu güzeldi. Çoğu kişi mizahi yanını vurgulamış, ben dramatik yönünü daha ağır buldum bazı yerlerde gülümsetmesi dışında mizahi tarafını da göremedim. Bence yazarın mizah yapmak gibi bir çabası yok
Atatürk bizler için ne dedi?
“Zeki” dedi. Yanılttık.
Gerçekte “Zeki olun” demek istedi, “Olmayız“ dedik.
“Çalışkan” dedi. Yanılttık.
Gerçekte “Çalışkan olun” demek istedi, “Olmayız” dedik.
“Efendi” dedi. Yanılttık.
Gerçekte “Efendi olun” demek istedi, “Olmayız” dedik.
“Uygar” dedi. Yanılttık.
“Uygar olun” demek istedi, “Olmayız” dedik.
Oysa sayesinde:
Vatanımız oldu.
Başımız dik, alnımız açık oldu.
Her şeyden öte adımız oldu: Türk!
Atatürk, 15 yılda bizlere taşıyamayacağımız kadar uygarlık yükledi.
Bizler, onun bize armağan ettiklerini dün ondan istemedik. Bugün de istemiyoruz.
Onun bizlere armağan ettiklerini istemeyişimizin ve emanet ettiklerine sahip çıkmayışımızın gerçek nedeni budur.
Biz mi uygar olmak istedik?
Biz mi adam olmak istedik?
Biz mi yollara dökülüp, “Paşam Lâtin Alfabesi isteriz” dedik?
Bugün neden hâlâ, Padişah’ın peşinde, Halife’nin peşindeyiz?
Biz mi, Osmanlıyı kovduk. Yoksa bize rağmen o mu kovdu?
Biz mi, “Anadolu Kadını yerde sürünmeye değil, omuzlarda yükselmeye lâyıktır” dedik? Yoksa o mu?
Biz mi, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” dedik? Yoksa o mu?
Biz mi, Türklüğümüzle iftihar ettik? Yoksa o mu “Ne Mutlu Türküm Diyene” dedi?
Kitabın giriş kısmında bilimin tanımı hakkında farklı yorumlara yer verilmiş; anlaşılıyor ki konu hakkında mutlak bir uzlaşı söz konusu değil. Ama bir tanım yapacak olursak, kitaptan en yalın ve kısa tanımı verebiliriz: “Bilim, dünyamızda olup biten olguları betimleme ve açıklama yoluyla anlama girişimidir.” Ama hayatımızı derinden etkileyen en