İnsanlar ve cinler, devler, yer ve gök yaratıkları bu ilâhi devlette hep görevlidirler. "Görev" kutsallaşmıştır. Bu sebeple de, en güç görev bile, kolayın kolayı olmuştur.
Dünyadan beslenmeyen Maurice, yine de yol alıyordu, öyle ki maddecilik tümüyle gerçek olsaydı şimdiye çoktan sönmüş bir kandil olmuştu. Tanrısı yoktu, sevgilisi yoktu kişiyi genellikle erdemli olmaya yönelten iki itici güç. Ne var ki kolayı seçmeyi reddederek savaşımını sürdürdü, çünkü kendine saygısı bunu gerektiriyordu. Onu kollayan yoktu, kendi de kendini kollamıyordu, ne var ki onunki gibi savaşımlar insanlığın en yüce yapıtları olup Cennet'le ilgili bütün efsaneleri aşar.
Onu bekleyen herhangi bir ödül yoktu. Ama o yıkılmadı, bu işin geliştirdiği kaslar, başka şeyler için çok işine yarayacaktı ileride. Bütün bu çalışıp didinmeleri, kendinden önce ki benzerleri gibi suya yazılıyordu aslında.
Zamanda yolculuk yapma şansınız olsaydı hangi zamana gitmek isterdiniz? Evet bu soruyu kendime de sordum fakat sanırım kitabı okuduktan sonra bende gelişen tedirginlikten dolayı cevapsız bıraktım. Geçmiş ile ilgili belli bir döneme kadar elimizde yazılı ve sözlü bilgiler var ve bunun için geçmiş gözümüzü çok korkutmuyor en azından neler yaşandığı
“Hükmetmek kolay olsun diye kültürü bir kenara bırakıyorlar. Güzellik! Köleleştiren güzelliği yüceltiyorlar. Eğitimli bir cehalet yaratıyorlar... en kolayı bu. Hiçbir şeyi şansa bırakmıyorlar. Zincirler! Yaptıkları her şey zincirler yaratıyor, köleleştiriyor. Ama köleler daima isyan eder.”
Atalarımızın yaşadığı savanlar ve ormanlarda yüksek kalorili tatlılar nadiren bulunurdu ve gıda da çok bol sayılmazdı. 30.000 yıl önce yaşayan sıradan bir avcı toplayıcının tek bir tatlı yiyeceğe erişimi vardı: Olgunlaşmış meyve. Bir Taşdevri kadının incirlerle dolu bir ağaç gördüğünde yapacağı en akıllıca şey bunlardan olabildiğince fazla yemekte taki o yöredeki bir babun grubu ağacı ele geçirene kadar. Yüksek kalorili yiyeceklerle tıkınmak bu yüzden genlerimize kazınmıştır. Bugün çok katlı apartmanlarda ağzına kadar dolu buzdolapları ile yaşıyor olabiliriz ama DNA’mız hala savanda yaşadığımızı zannediyor. İşte bugün bizim koca bir kap dondurmayı kaşıklamamızı ve bunun yanında da jumbo boy kolayı hüpletmemizi sağlayan şey budur.