— Elinde ne var?
— Öyle sanıyorum ki bu yılın son karahindibası. Bu mevsimde çimenlerin arasında bulacağımı hiç düşünmemiştim. Hiç çenenin altına sürülmesini hissettin mi? Bak.
Gülerek çenesini karahindibaya sürdü,
Montag:
— Neden?, diye sordu.
— Eğer çıkarsa aşığım demektir. Çıktı mı? Montag'ın bakmaktan başka çaresi yoktu. Clarisse:
— Evet?, diye sordu.
— Çenenin altı sarı oldu.
— Güzel! Şimdi de sende deneyelim.
— Bende bir işe yarayacağnı sanmam.
— İşte.
Montag’ın engel olmasına fırsat kalmadan karahindibayı çenesinin altına sürdü.
Montag geri çekilince Clarisse kahkahayı bastı.
— Kımıldamadan dur!
Uzanıp Montag'ın çenesinin altına baktı ve kaşlarını çattı.
Montag:
— Evet?, diye sormaktan kendini alamadı.
— Ne ayıp Kimseye aşık değilsin.
— Ama, aşığım!
— Hiç göstermiyor,
— Hem de sırılsıklam aşığım.
Sözlerine kuvvet vermesi için yüz anlatımını güçlendirmeye çalıştı, ama başaramadı.
— Aşığım.
— Oh, lütfen suratını asma.
— Karahindiba yüzünden. Hepsini kendi üstünde kullandın. Bu sebeple benim üzerimde etkisi olmadı.
— Tabiî, muhakkak sebep bu olmalı(...)