Ne hoş tesadüf," dedi Debra zoraki bir neşeyle, "çok sevindim. Ne kadar iyi bir ahçı olduğunu biliyorum." Değişik bir hali vardı, okuma grubundakinden çok daha kendine güvenli görünüyordu. "Senin için bir sakıncası yoksa çalışmaya hemen başlayalım, zaman geçiyor ve hiçbir şey hazır değil." Alegre'yi soktuğu çivit mavisi mutfak duvardan duvara paketler, kutular, konserve kutuları ve kavanozlarla doluydu, gıda, gıda, gıda. Misafirlerin yediden sonra gelecekleri ve büyük olasılıkla sekiz buçuk civarında kurt gibi acıkacakları söylendi. Toplam yirmi iki kişi bekleniyordu. "Biz de iki kişiyiz. Doyuracak yirmi dört boğaz eder. Ne dersin? Başarabilir miyiz?" Ama çok geçmeden ortaya çıkacağı üzre "biz" diye bir şey yoktu. Sadece Alegre vardı. Kendi ahçılık tarihinde bu kadar kısa sürede, bu kadar çok insan için bu kadar çok yemek pişirdiği olmamıştı hiç. Yine de yiyecek konusunda kendisine böyle muhtaç olunması sinirlerini yatıştırmış olacaktı çünkü kendini bu işin altından kalkmaya tamamen muktedir hissediyordu. O malzemeleri incelerken Debra Ellen Thompson da onu inceleyecek vakit buldu. Alegre'nin değişik bir hali vardı şimdi, okuma grubunda olduğundan daha az ürkekti
Sayfa 123Kitabı okudu
Kırmızı Caka bir Mercedes'ti. Boya yetmemiş olmalıydı ki, ön kapağında dalga dalga açıklıklar vardı. Abdullah bu arabayı getirip tuzlanmış çağla yeşili evin önüne park ettikten hemen sonra nedense ortadan kaybolduğu için, yaklaşık iki ay var ki Kırmızı Caka, başka hiçbir cart kırmızı arabaya nasip olmayan bir huzurla tatlı tatlı uyukluyordu
Doğan Kitap
Reklam
İyi bir aşçı yemek seçmez. Hiçbir şeyden tiksinmez. Aslında yeryüzünde sadece iki tür yemek vardır : iyi yemek kötü yemek. Bir aşçı ya beğenir ya beğenmez. Ama mutlaka tadına bakar.
Sayfa 100Kitabı okudu
Yedi katlı Teb şehrini kuran kim? Kitaplar yalnız kralların adını yazar. Yoksa kayaları taşıyan krallar mı? Bir de Babil varmış boyuna yıkılan, kim yapmış Babil'i her seferinde? Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar altınlar içinde yüzen Lima'nın? Ne oldu dersin duvarcılar Çin Seddi bitince? Yüce Roma'da zafer anıtları dikenler? Sezar kimleri yendi de kazandı bu zaferleri? Yok muydu saraydan başka oturacak yer dillere destan olmuş koca Bizans'ta? Atlantid'de, o masallar ülkesinde bile, boğulurken insanlar uluyan denizin bir gece yarısı, bağırıp imdat istedilerdi kölelerinden. Hindistan'ı nasıl aldıydı tüysüz İskender? Tek başına mı aldıydı orayı? Nasıl yendiydi Galyalıları Sezar? Bir ahçı olsun yok muydu yanında onun? İspanyalı Filip ağladı derler, batınca tekmil filosu. Ondan başkası acaba ağlamadı mı? Yedi Yıl Savaşları'nı İkinci Frederik kazanmış ha? Yok muydu ondan başka kazanan? Kitapların her sayfasında bir zafer yazılı. Ama pişiren kimler zafer taşını? Her adımda fırt demiş fırlamış bir büyük adam. Ama ödeyen kimler harcanan paraları? İşte bir sürü olay sana ve bir sürü soru. "okumuş bir işçi soruyor." Brecht'in şiirinde sorulan sorular cevap bekliyor.
Allah'ın nerede olduğu sorusuna, "gökte" cevabını veren meşhur cariye hadisi ile ilgili olarak da şöyle demiştir: "Bu, Allah'ın göğün içinde olduğunu ve göklerin onu kuşatıp sarmaladığı anlamına gelmez. Bunu ümmetin selef ve imamlarından kimse söylememiştir. Aksine yüce Allah'ın göklerin üstünde, arşı üzerinde ve
Roald Dahl 'dan ailelere ve çocuklara mesaj var!
Hoşça vakit geçirdik, bir güzel eğlendik, Aynı zamanda önemli bir şey öğrendik, Aman derim, çocukları ASLA şımartmayın, Sakın televizyonun yanına yaklaştırmayın, Ama kökten çözmek istiyorsanız sorunu Dünya yıkılsa açtırmayın o aptal kutusunu. Hangi eve gitsek, aynı durumla karşılaştık, Çocukları ekranın başından kaldıramadık. Yan gelip
Sayfa 185 - can çocukKitabı okudu
Reklam
256 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.