“yaşamak için zaman gerekir.Her sanat yapıtı gibi yaşam da üzerinde düşünmeyi gerektirir”
Mutluluğun sırrı özgürlüktür. Özgür olmak için ise dört şeye ihtiyaç vardır, maddi bağımsızlık(zengin olma), zamanının olması, sağlık ve bilinç. Bunlara sahip olan kişi hayatta mutlu olmayı başarır, mutlu bir ölüme de kavuşur. Kitabın temasından çok benliğime çıkarttığı yolculuğu sevdim. Kitabı bitirdikten sonra saatlerce düşündüm, mutlu bir yaşam mutlu bir ölümle paralel midir? Yarım kalışlar, tamamlanmamış şeyler, bitmeyen arzular, keşkeler varken mutlu bir ölüm var mıdır? Camus bu kitabında varoluşu, ölüm teması üzerine serperek vermiş. Bana Victor Frankl’ ı anımsattı, O'nda ölüm korkusundan çok, hayatın anlamının bunca yaşananlarla birlikte ölümle yok olup olmayacağı sorusunu gündeme getirmiş ve bu nedenle büyük bir endişeye yol açmıştı. Camus’ta bize ölüm korkusundan çok, mutsuz bir ölümün, mutsuz da bir yaşamın kaygısını vermek istiyordu.Her zaman “ölümün” kederli, acı verici olduğunu düşünüp mutsuzlukla bağdaştırırız, Camus öyle bir yerden yakalamış ki “mutlu bir ölümün” var olmasını ispatlamış adeta. Zergaus fiziksel engeli yüzünden ve özgür olmamasından dolayı; ölümüne, başkasına ihtiyaç duyarak gitmiştir, Mersault ise kendi ölümüne özgürce ve bilinçli bir şekilde gitmiştir. Yine hatırlatmakta fayda var, “Mutlu olmak için özgür olmanın bir ön şart olduğu ve insanın mutlu olmayı istemesi gerektiğidir.” .Keşke Camus’ta hayaline ulaşsaydı. Özgür ve bilinçli bir şekilde!