Puan 9/10
Gerçekten farkında mıyız? Etrafımızda olup bitenden, doğan batan güneşten, gökyüzünden, yıldızlardan, doğadan.. Farkında mıyız yoksa sadece bakıyor muyuz?
İşe gidiyoruz işten geliyoruz, kim ne giymiş, nereye gitmiş, bu sezon hangi renk moda takip ediyoruz. Ama dönüp ne içimize bakıyoruz ne etrafımıza, ne de gökyüzüne.
Tek düze bir yaşamın içine hapsettik kendimizi. Değişimden, farklılıktan korktuk tek tip insanlar olduk. Farkında mısınız herkes birbirine benziyor artık.. Çünkü benzemeyeni bizden olmayanı kabul etmiyoruz, toplumun dışına itiyoruz deli damgasını vuruyoruz.
Veronika adında 24 yaşında genç başarılı meslek sahibi bir kadının intihar girişimiyle başlıyor olaylar. Ve bir akıl hastanesine yatırılıp tedavi görmesiyle devam ediyor.
Deli diye nitelendirdiklerimiz kimler? Delilik nedir? İşte bunların cevabını veriyor kitap.
1 puanı kırdım çünkü kitabın sonuna yaklaştıkça maalesef sonu açıkça belli edilmişti. Sonunu tahmin etmem pek hoşuma gitmedi. Ama dili sade oldukça akıcı içine çeken bir kitaptı. Kesinlikle tavsiye edeceğim ilk 10 kitap içine girdi.
Hasan Sabbah ve fedaileri..
Şimdiye kadar okuduğum en ilgi çekici en akıcı en merak uyandırıcı tarihi roman..
Alışık olduğumuz tarihi romanlardan farklı, sıkmıyor, bilgiler içinde boğmuyor ve okurken zorlamıyor.
#hasansabbah ve onun kurduğu ütopik bir cennet. Aslında hiç var olmayan ama fedaileri haşhaş ile uyuşturup varlığına inandırılan bir arka bahçe cenneti..
Muhteşem muhteşem muhteşem bir kurgu.. Harabe bir arka bahçenin cennet kadınların huri gibi gösterildiği bir yer. Dinin kullanılarak yeryüzünde kurulmuş bir saltanat.. Yada yeryüzünde kurulmuş bir cennet..
Hasan Sabbah'ın sivri zekası karşısında büyülendim. Okuduğuma inanamadım..
Askerler cennete girebilmek için gözlerini kırpmadan ölümüne savaşıyorlar ve korkusuzca ölüme gidiyorlar. Hasan Sabbah'ın dini kendi politik emelleri için nasıl kullandığını, suikastler düzenlediğini anlatıyor..
Tarihe ilginiz olsa da olmasa da mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum
İnsanların hepsi belirsiz bir süre için ertelenen ölüm cezasına mahkumdurlar.
İdam cezasının kişide nasıl etki yarattığını öyle güzel anlatmış ki.. Sanki o giyotin sehpasına ben çıkacaktım öyle derinden etkiledi..
İdam cezasının çözüm olmadığını ve olmayacağını nasıl etkili anlatmış Hugo..
İdam cezası çözüm olamaz, sorunu ortadan kaldırmaz, idam cezası huzurlu bir toplum yaratmaz..
Bir insanın ölümüne karar vermek bir suç sonucu onun bütün bir geleceğini ailesini elinden almak mı gerçekten adaletli olan?
Hani hep deriz ya aslında özünde iyi insandır diye..
Peki insanın özü nedir?
İnsan özünde iyi midir kötü müdür?
Sineklerin tanrısı,
Savaştan kaçırılan ıssız bir adaya düşen en büyüğü 12-13 yaşında çocukları anlatıyor kitap bize. Başlarında hiç büyük yok. Çoğu 5-6 yaşlarında ki çocuklar.. Nasıl davranacaklarını o adada neler yaşanacağını çok merak ederek başlamıştım kitaba. Ve aynı merakla okudum son sayfasına kadar.
Adada hukuk yok devlet yok kolluk kuvveti yok ebeveynler yok, ıssız bir ada ve çocuklar var sadece.. Bu kuralsızlık içinde çocuklar nasıl davranacak nasıl hayatta kalacaktı?
Çocukların davranış şekliydi özümüzde ne olduğunu gösteren..
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,1bin okunma
Bir şizofrenin iç dünyasını anlatmış yazar.. Anlatımı öylesine içine çekiyor öylesine mükemmeldi ki..
Şizofren olan insanların neler hissettiklerini nasıl hissettiklerini neler düşündüklerini ayrıntılı bir şekilde anlatmış..
Kitapta, 16 yaşındaki bir genç kızın akıl hastalığı dolayısıyla tedavi gördüğü akıl hastahanesindeki yaşadıkları ve hastalıktan kurtulmak için verdiği mücadele anlatılmaktadır.
Bu mücadelenin yanında hastalığın ortaya çıkmasına sebep olan ve geçmişte yaşanan olaylar da aktarılmaktadır. Bu arada bir akıl hastahanesindeki yaşam şekli, hastaların birbirleriyle ve personelle olan ilişkileri de her yönüyle yansıtılmaktadır.
Bu durumdaki hastalara çevresinde ki insanların tutumlarının nasıl olması gerektiği konusunda müthiş eğitici bilgilere de yer verilmiş..
Kitabın bu derece gerçekçi bir şekilde yazılmasının sebebi belki de gençliğinde bir süre akıl hastahanesinde tedavi görmesindendir..
Büyük beğeniyle okudum. Konuya ilgi duyanlar başta olmak üzere herkese tavsiye ederim
Puan10/10
Ülkece Felsefe yapmaya bayılırız, lakin bu kitabın dünyada rekor kırarken Türkiye de yeterince değer göremiyor oluşu o kadar üzücü ki..
Felsefeye ilgi duyan ama nerden ve nasıl başlayacağını bilmeyenler için temel bir kitap.. O kadar değerli bilgiler var ki içinde.. Okuyun okutturun dediğim kitaplardan oldu.
Sokrates, Platon
