Modern dünya ile ilgili hiç de haksız sayılmaz...
Anladığım kadarıyla, 'Benim Dinim' adlı kitabında Tolstoy şöyle bir şey ima ediyormuş: “Toplumsal devrim olarak ne gerçekleşirse gerçekleşsin, insanların içinde kendilerine özel ve gizli bir başka devrim gerçekleşecek ve bundan yeni bir din doğacak; daha doğrusu, adı henüz konulmamış yep­yeni bir şey doğacak ve bu şey, eskiden Hıristiyan dininin sahip olduğu ya­tıştırma, avutma, yaşamı olası kılma etkilerini taşıyacak.” Çok ilginç bir kitap olsa gerek Tolstoy’unki. Sonunda sinizmden, şüp­hecilikten, yalan dolandan bıkıp daha müzikli bir yaşam sürdürmek isteye­ceğiz. Peki, nasıl gerçekleşecek bu ve ne bulacağız gerçekten? Önceden tahmin edebilmek ilginç olurdu, ama daha da iyisi, gelecekte yalnızca felâ­ketler görmektense bu tür bir kehanet yapabilmek... Yoksa, devrimler ya da savaşlar yoluyla olsun, çürümüş devletlerin iflası yoluyla olsun, elbette bir sürü felâket, şimşekler gibi düşecek modern dünyanın ve uygarlığın üs­tüne. ...
Tek bir soru. Sadece bir tane. Kayra sordu: “Nasılsın?” Bacaklarını iki kişilik salıncağa uzatıp sağ kolunu sırtını dayadığı demire yaslayıp sol kolunu da salıncağın kenarına koydu. Birkaç saniye çevreyi seyretti. Ve başladı konuşmaya. “Seni Kinyas en son Fransa’da görmüştüm. Paris’te. Ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
Kahvehane-kıraathane
   Bilmem sizin de dikkatinizi çekmiş midir; eskiden 'kahvehane' adı verilen yerlerde kahve içilir ve kitap okunur, ekseriya sohbet ile vakit geçirilirmiş. Belki bu yüzden olsa gerek, yakın geçmişte kahvehane adı yerine "kıraathane ( okumaevi, okuma salonu)" tabelaları görülmeye başlamıştı.
Okunmaya o kadar değer ki
LEV TOLSTOY, İTİRAFLARIM’DAN Eğitimli ve bilge kişilerin ortaya koydukları akla dayalı bilgi yaşamın anlamını reddederken büyük insan kitleleri, bütün insanlık, bu anlamı akıldışı bilgiyle algılıyordu. Bu akıldışı bilgi ise inançtır, tam da benim kabul edemeyeceğim şey. Bu, Tanrıdır; altı günde yaradılış, şeytanlar ve melekler ve diğerleri.
Eskiden kocasını, oğlunu, kardeşini kaybeden kadınlar yas yüzükleri takarmış.” Diyor Rojda. “Ağrıyı yalnızca kalbinde değil üstünde de taşımak bu olsa gerek.”
Sayfa 201Kitabı okudu
Eskiden kocasını, oğlunu, kardeşini kaybeden kadınlar yas yüzükleri takarmış. Ağrıyı yalnızca kalbinde değil üstünde de taşımak bu olsa gerek.
Reklam
198 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.