“Neden önce boğulmuşlar bu kadar uzaklarda
Bir daha boğulurlar
Gelir görünce birden kabaran denizi
Bu sular da neden düşerler üstümüze
Biz bile unutmuşken kendi hikayemizi.”
“Meğer ben ne kadar boş şeylere ağlamışım;
Kalbim hakikat diye bir ihtimale tapmış.
Ne manasız şeylere meğer bel bağlamışım;
Meğer benim peşinde koştuklarım serapmış...”
"Mesele bir zorlama olarak, zoraki bir faaliyet olarak, toplumsal ve bireysel sorunların en önemli kaynağı olarak ücretli çalışmayı (işi, emeği) ortadan kaldırmaktır. Yani her birey, içinde kendini gerçekleştirdiği bütünlüğün, insan türünün bir parçası olarak isteği her işi istediği kadar yapabilmeli (örneğin 36 saat aralıksız çalışabileceği gibi, günlerce aylak aylak ya da hemen hemen aylak, sırtüstü yatıp dinlenebilmeli, gevşeyebilmeli); istediği an etkinlik alanını değiştirebilmelidir (bu, insanların sorumsuz davranıp gelgeç gönüllü olacakları anlamına gelmez). Böylece etkinliğini haz veren bir eğlentiye, varlığının var oluşunun en temel unsuruna dönüştürebilmelidir. Yaşam bir etkinlik değilse, ne olabilir başka?"