Amerikalı bir başka psikiyatrist, David D. Burns, İyi Hissetmek (Feeling Good) kitabında Türkçeye "meli/malı" olarak çevirebileceğimiz "should" kipinin, kişi bu kipi ister kendisi ister başkaları için kullansın, mutsuzluğa ve içsel çatışmalara nasıl sebep olduğunu, gereklilik kipini hayatımızdan neden tümüyle çıkarmamız gerektiğini anlatıyor. Ben bu durumu Türkçede bazen "Kimse 'meli/malı' kipi kullanmamalı." diye espri yaparak açıklıyorum. "Birinin çuvallamasını mı istiyorsunuz? Ona mükemmeliyetçilik aşılayın. 'İyi'nin karşıtı 'kötü' değil, 'mükemmel'dir." de diyorum ki son cümleyi Burns çok güzel izah ediyor. Yukarıda verdiğim trafik örneği de böyle. Trafikte ya da bir başka yerde insanlara öfkelenmemize neden olan şey, "Ama böyle davranmamalılar!" düşüncesi. Evet, ama böyle davranıyorlar ve her zaman da davranacaklar. "Bunu yapmamalılar." demek yerine önce onlara bu hakkı içimizden tanıyıp sonra eyleme geçmek, bizim açımızdan çok şeyi değiştiriyor. Gücü o kişiye değil, bize veriyor
Bir arkadaşımızı başka hiçbir şeyle uğraşmadan dinlemek gibi etkileşimlerde artık pek bulunmuyoruz gibi geliyor bana. Oysa bu tür bir etkileşim, iki insan arasındaki ilişkiye bambaşka bir nitelik kazandırıyor. Daha farklı bir derinlik oluyor burada. Bence hepi- miz bunun açlığını çekiyor, çareyi de sosyal medyaya yönelmekte buluyoruz. Oysa sosyal medyadaki etkileşimler bu ihtiyaca karşılık veremiyor. Bir yandan da, gençlerimiz arasında intihar, kaygı ve depresyon oranları günbegün yükseliyor. Kültürümüz bunca "ilerlemiş"ken, bunca refaha, yaratıcılığa, üretkenliğe erişmiş olmamıza rağmen sistemlerimizin tamamındaki uyumsuzluklar, eşitsizlikler bizleri marjinalleştirmeye, parçalamaya ve o topluluk hissini ve kültürel bütünlüğü baltalamaya devam ediyor. Görece iyi bir eğitim sistemimiz var, müthiş teknolojilerden yararlanıyoruz, evet, ama gerek çocuklarımızın gerekse kendimizin temel ilişkisel ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyoruz. Çok sayıda insan içinde bir boşluk hissediyor, birileriyle bağlantı kurmaya çalışıyor ama bunu çoğunlukla sağlıksız yollardan yapıyor.
Sayfa 292Kitabı okudu
Reklam
864 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
65 günde okudu
Kendinden başka herkesten korku, kendindense nefret
Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size is Uzun bir zamandır yorumunu yazmayı ertelediğim bir kitabı sonunda sizlerle paylaşmaya karar verdim. Açıkçası biraz psikolojimi bozan bir kitap olduğu için okuduktan sonra sindirmek ve kitabı tekrar elime alıp yorumunu yazmak zaman aldı. Ve işte beklenen gün geldi. Değer Bir Hayat'ı bir de benim
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,974 okunma
‘Evet’ diye düşündüm, ‘işte, alkol böyle çıldırtır insanı, acılar içinde kıvrandırır bendelerini. Ancak o yapar bu tür şaşırtmacaları. Tam her şeyden emin olduğun, iyi sakındığın, en kötüsü meselenin üstesinden geldiğini sandığın bir anda, birden şeytanın sırıtan yüzü ortaya çıkıverir ve pençeleriyle parçalar göğsünü, yüreğini titretir, ayaklar altına alır onurunu… La reine d’ alcool!
Gün âşıkı namındaki çiçek ile, hercaî menekşe gibi çiçekler verdi..
İsm-i Hafîz'in tecelli-i etemmine işaret eden فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ ٭ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ âyetidir. Kur'an-ı Hakîm'in bu hakikatına delil istersen, Kitab-ı Mübin'in mistarı üstünde yazılan şu kâinat kitabının sahifelerine baksan, ism-i Hafîz'in cilve-i a'zamını ve
Sayfa 178
Dudley kocaman, pembe elini uzattı. “Vay canına Dudley,” dedi Harry. “Ruh emiciler içine başka bir kişilik mi üfledi senin?” “Bilmem,” dedi Dudley. “Görüşürüz, Harry.” “Evet,” dedi Harry. “Belki. Kendine iyi bak, Koca D.”
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.