"Şimdi bir an için insanların aptal olmadıklarını düşünelim.( Hiç olmazsa şundan dolayı insanların gerçekten aptal olduğunu söyleyemeyiz: Biz aptal olursak akıllı kime diyeceğiz?) Ama insanoğlu aptal değilse bile korkunç derecede nankördür. Evet, eşi bulunmaz bir nankör! Bana kalırsa insanın en iyi tanımlanması şöyle olmalı: İki ayaklı nankör bir yaratık. Hepsi bu kadarla kalsa gene iyi. Çünkü böylece en büyük kusuru unutulmuş olurdu. İnsanın en büyük kusuru, Nuh Tufanı' ndan başlayıp Schlezwig - Holstein dönemine değin süren, alnının kara yazgısı olan erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve buna bağlı olarak ölçüsüzlük."
''Çekilmez durumları çekilir durumlara dönüştürdüğümüzü düşünelim, kısa süre sonra çekilmez durumlara dönüştüremediğimizi anlamak zorunda kalırız (dönüştürmeyi beceremediğimizi), tam tersine onları daha da çekilmez durumlara dönüştürdüğümüzü.''
"Kalbin, acı çekeni görmekten zevk alma eyleminin ötesinde, yapabileceği daha kötü, daha alçak bir eylem olmasa gerek."
Dikkat! Dikkat! Birazdan okuyacağınız inceleme hem somut hem de soyut olarak derin ve bayağı uzun olacaktır. Bunu bilerek okumaya başlamanız veya başlamadan burada bırakmanız sizin tercihiniz olacaktır. Müessesemiz
Çok güzel bir kitap. Okumaya değer. Sürreal bir çalışma ama aslında anlatım olarak öyle. Biraz da günümüz siyasetçilerini anlatan onların halka yaklaşımını anlatan bir kitap. Hep durumun iyi olduğunu ekonominin iyiye gittiğini halkın refah seviyesinin yükseldiğini projeler eğitim sistemi kalitesi övülüyor fakat iş kendi menfaatleri bürokratların muhalefetlerin iktidarın hükümetin harcamaları maaşı kısmına gelince herles susup bulunduğumuz durum övülüyor. Ülkemizde maalesef ki siyaset yok ve yapanlar zengin ve siyaset yaptıkça daha da zenginleşiyorlar. Halkı ve ülkenin geleceğini düşünen yok. Objektif olarak yaklaşıyorum duruma kimseyi savunmuyoruz ama aslında bakarsanız kimsenin savunulacak tarafı yok. Halkın yaptığı hatalar siyasetçilerin çıkar ilişkisi her anlamda batan bir ülkeyiz. İstatistiksel olarak büyüyoruz evet ama gerçekte batmaya yüz tuttuk. İşte bu kitapta bunlara hayvanlar izerinden vurgu yapılıyor. Okumanızı tavsiye ediyorum. Düşünelim, sorgulayalım ve bir şeyleri idrak ederek elimizi taşın altına koyalım. İyi okumalar
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020249,3bin okunma
Hayır edatı normalde olumsuzluk içerir. İnsanlar genelde hayir diyemez, demekten çekinir. Kişinin bulunduğu koşullar ve sorumluluklar buna engel olur. Aslında hayır kimine göre ( bana göre de) başkaldırıştır, direnmektir. Kimine göre saygı, kimine göre özgürlüktür. Eğer hayır diyemiyorsak, en azından evet derken iki kere düşünelim.
Yazın kitap okumanın güçlüğünü fazlasıyla yaşadığım şu süreçte okuduğum kitapların bana bir şeyler öğretmesi, yol göstermesi ve anlatması fazlasıyla önemli olmak zorunda. Neyse ki bu yaz okuduğum hiçbir kitap beni hayal kırıklığına uğratmadı. O kitaplardan biri de Sol Ayağım oldu. Bu kitabı diğerlerinden ayıran en önemli özelliği otobiyografi alanında yazılan bir kitap olmasıydı. Christy Brown kendi hikayesini yazmış, evet de yazarken neler yaşamış, neler hissetmiş onun yerine geçmeden hissedilmesi çok zor. Yazdıklarını dikkatlice okumadan empatiyi sempatiyle birleştirmeden hissetmek de çok zor olacaktır. Çünkü fiziksel engeli olmayan hiçbir insan sol ayakla nasıl yazı yazılacağını bırakın hissetmeyi anlayamaz dahi. Kalemi, ayak baş parmağıyla ayak işaret parmağı arasına almanın nasıl mümkün olacağını düşünmek bile sinir bozucu. Üstelik kalemi tuttuğumuzu düşünelim, peki elimizle yazdığımızdaki gibi ayak bileğimizi oynatmayı nasıl başarabiliriz ki? El parlaklarımızdaki eklemlerin oynaklığını ayak parmak eklemlerine aktarabilir miyiz ki? Christy Brown bunu başardı ve bu başarısını da yazdığı kitapla taçlandırdı. Kendisi gibi olanlara ilham kaynağı oldu. Eksikliklerimiz üstünlüklerimizdir aslında. Ama bunun için çabalamak ve yılmamak çok önemlidir.
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 2017117 okunma