Düşünelim bakalım, inanmak, inanç sahibi olmak, vazgeçilemez ilkelere bağlanmak, hüsn-i cemāli için kara sevdalara kapılmak, yola çıkmak, hatta yola çıkmak için yoldan çıkmayı göze almak demek değil midir? Evet, bir daha düşünelim, inanmak, gerçekte uğruna ateşlere atılacağımız, atılabileceğimiz sevdaların sahibi olmak değil midir?