Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
– Beni neden burada tutuyorsunuz? – Hasta olduğunuz için. –Evet, hastayım. Ancak siz de biliyorsunuz ki onlarca hatta yüzlerce deli özgürce dışarıda dolaşıyor, çünkü cehaletiniz yüzünden onları sağlıklı olanlardan ayırt edemiyorsunuz. Neden ben ve bu zavallı insanlar, dışarıda dolaşanların yerine burada günah keçisi gibi oturmak zorunda? Siz, sağlık memuru, idare amiri ve bütün hastane güruhunuz; ahlaki bakımdan hepimizden ölçülemeyecek derecede aşağı konumdasınız. Neden burada oturan siz değilsiniz de biziz? Mantık bunun neresinde?
Doğru söylüyo
- Beni neden tutuyorsunuz burada? - Hasta olduğunuz için. Evet, hastayım. Bununla birlikte düzinelerce, yüzlerce deli özgürce yürüyor, çünkü cehaletiniz onları sağlıklı olan- lardan ayırt edemiyor. Neden ben ve bu bahtsız insanlar sırf başkalarını mutlu etmek için günah keçisi seçilmişçesine burada tutulmak zorundayız? Siz, asistanınız, müdürünüz ve tüm alçak hastane güruhunuz ahlaken ölçülemez bir şekilde her biriniz birbirinizden düşük olduğunuz hâlde neden siz değil de biz tutuluyoruz acaba? Nerede mantık?
Reklam
Mehmet Akif Ersoy'u anlamak
«Böyle gördük dedemizden!» sesi titrek, titrek! «Böyle gördük dedemizden!» sözü dînen merdûd; Acabâ sâha-i tatbîki neden nâ-mahdûd? Çünkü biz bilmiyoruz dîni. Evet, bilseydik, Çâre yok, gösteremezdik bu kadar sersemlik. «Böyle gördük dedemizden!» diye izmihlâli Boylayan bir sürü milletlerin olsun hâli, İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de! Yoksa, bir maksad aranmaz mı bu âyetlerde? Lâfzı muhkem yalınız, anlaşılan, Kur’ân’ın: Çünkü kaydında değil hiçbirimiz ma’nânın: Ya açar Nazm-ı Celîl’in, bakarız yaprağına; Yâhud üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur’ân, bunu hakkıyle bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için! Bu havâlîdekiler pek yaya kalmış dince; Öyle Kur’ân okuyorlar ki: Sanırsın Çince!
'Her iktidar adam öldürür mü? Evet iktidar zulüm demektir. Hele denetlenmeyen iktidar. Peki, iyi insanlar iktidara gelirse! Öyle şey olmaz. Neden? İyi insanlar iktidara gelemez, gelse bile iktidar onu bozar, zalim yapar.'
Evet, yapyalnızdı. Konuşacağı, dayanacağı, birlikte güleceği kimse yoktu, kalmamıştı. Öyle bir şeydi ki bu, insanı hem bedbaht yapabilir, hem mutlu kılabilirdi. İlk kez gülümsedi. Ama acaba sahiden böyle miydi? Neden hep kuşkulu? Hep kendi yüreğine dalmak. Kurtuluş bundadır, diyordu.
"Böyle bir hayatınız olsun ister miydiniz?" Cevap vermemize fırsat tanımadan devam etti pa­zarlamacı. "Ne saçma değil mi? Böyle bir soruya insan nasıl ce­vap verebilir ki? İnsan henüz yaşamadığı bir hayatı nasıl satın alabilir? Kesinlikle haklısınız. O yüzden size Yeni Yaşam Organizasyonu olarak çok çok özel bir hizmeti­mizi göstermek istiyorum. Bu bilişim teknolojisi devri­minin geldiği son nokta…Kim derdi ki matematik dün­yamızı bu kadar radikal bir biçimde değiştirecek? Laf aramızda lisede matematikten hep kalırdım. Ama şimdi ekmeğimi onun sayesinde kazanıyorum. Eğer dilerseniz, ilginizi çekmeyi başardıysam... Bugünlerde en zor şey insanların dikkatini çekmek. Sizce de öyle değil mi? Ne­den? Her şey ilginç çünkü. Her şey ilginçse aynı zaman­ da her şey sıkıcı demektir. Benim gibi. Hayır size drama yapmak için söylemiyorum. İşin kötüsü bu benim işim. Daha önceden prova edilmiş bir metni canlandırıyorum sizler için. Evet tamam itiraf ediyorum, şu ana kadar söylediğim her cümleyi daha önce binlerce kez söyledim başkalarına. Bu cümleyi de. Ve evet bu cümleyi de. Evet sizi başkalarıyla çok defa aldattım. Ama bunun zerre ka­dar önemi yok. Önemli olan beni dinlemeye devam et­ meniz. Az sonra şu kapıdan girip o eşsiz deneyimi yaşa­mayı kabul etmeniz. Orada çok özel bir demo bekliyor sizi... Benim gibi hazır bir sunum değil. Tamamen size özel bir deneyim olacak. İçinde yaşayabileceğiniz bir ta­nıtım. Prova edilebilecek bir hayat."
Reklam
"Ege." "Elini camdan dışarı uzatsana. " "Neden?" "Ben de uzatacağım. Aynı yağmur elimizi ıslatacak. Sanki "Ellerimiz birbirine değiyor gibi." "Uzatıyor musun?" "Evet. Tuttum elini..." "Ben de..."
Sayfa 112 - indigoKitabı okudu
Nil: Ben insanlarla olmayı seviyorum... Tatyana: Ama bizden koşarak kaçıyorsun... Nil: Evet... Gerçeği söyleyeceğim için bağışla ama kaçıyo­rum! Ben yaşamayı seviyorum... Gürültüyü, çalışmayı... neşeli, basit insanları seviyorum! Siz yaşıyor musunuz ki? Yaşamın kenarında bir aşağı bir yukarı sürtüyorsu­nuz ve belirsiz nedenlerle üzülüp sızlanıyorsunuz. Kime, neden, niçin? Anlaşılmıyor.
Sayfa 52 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 4. basımKitabı okudu
“Her iktidar adam öldürür mü?” “Evet! İktidar zulüm demektir. Hele denetlenemeyen iktidar.” “Peki, iyi insanlar iktidara gelirse?” “Öyle şey olmaz!” “Neden?” Acı bir gülümsemeyle açıkladı: “İyi insanlar iktidara gelemez, gelse bile iktidar onu bozar, zalim yapar.”
24 Kasım 1949 Bu günlüğü neden tutuyorum? Yatarken aklıma bu geldi. Evet bunu şimdiye kadar düşünmemiş olsam da beni bu işe iteleyen bir neden olmalı. Doğrusu edebiyat alanında gerçek adına konuşanlar o kadar azaldı, gerçek dediğimiz ışık yalanla dolanla o kadar bezendi ki her aydının veya aydın olmak fikrini güdenin ortaya atılıp bir şeyler yapması veya yapmak üzere didinmesi kaçınılmaz bir hal aldı. Karşıma bir soru çıkıyor: Benim bu atılışım ortalığı büsbütün karıştırmaktan başka bir işe yarar mı? Bunu şimdiden kestiremem ama ortalık o denli karışık ki benim karıştırmam belki biraz durulmasına yol açabilir.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.