Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen ey duygudan yoksun kadın Kulak ver ağıtına rüzgârın.
Ağzımızdan çıkan sözlerden bir ömür mesulmüşüz gibi bir çağdayız. Ne tuhaf. Hâlbuki insanın fikri de değişir zihni de, aksi hâlde sözlerimizin mahkûmu olmaz mıydık? Mehmet Celal, "Bir gün gelir, uçsuz bucaksız denizlerin hiddetli dalgaları bile çırpına çırpına bir sahilde kırılır, düşer. Zaten hayat böyle değişmese yaşamak neye yarar?"
Reklam
Anlıyorum bizlerden İntikam alıyorsun Lakin ey kadın bilsen Nasıl alçalıyorsun.
Sayfa 106Kitabı okudu
Hz.Hatice: Allah'ın Selam Gönderdiği Kadın
Rasûlullah Efendimiz Hira Mağarası’nda inzivâya çekildiği zamanlarda,gönderebileceği hizmetçileri olduğu hâlde Hz.Hatice annemiz Rasûlullah Efendimiz’e bizzat azık götürmüştür.Eşsiz sadâkatiyle; İslâm’ın en garip ve zayıf zamanındaki boykot yıllarında, bütün servetini,Allah ve Rasûl’ü için cömertçe harcayarak muhteşem bir fedakârlık ve îman cesareti sergilemiştir. Öyle ki,Hatice annemizin fedakârlığına Cebrâil (as) bile hayran olmuştur.Nitekim vahiy meleği bir gün Rasûl-i Ekrem Efendimiz ile sohbet ederken, Hazret-i Hatice’nin elinde bir kap yemekle gelmekte olduğunu haber vermiş,sonra da şunları söylemiştir: “–Hatice yanına geldiği zaman, ona Rabbinden ve benden selâm söyle! Onu, Cennet’te inciden yapılmış bir sarayla müjdele! Orada ne gürültü vardır ne de yorgunluk.” (Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr, 20) Allah Teâlâ Hazretleri’nin Cebrâil (as) ile gönderilen hususî selâmına mazhar olmak,bir kul için şereflerin en yücesidir.Hatice Vâlidemiz’in Allâh’ın hususî selâmına mazhar olmakla ulaştığı şeref,yaratılıştan beri acaba kaç kula nasîp olmuştur?Hz.Hatice(ra) ise bu ilâhî selâma şöyle mukâbele etmiştir: 💐 "Allahümme entesselam ve-minkesselam tebarekte ya zelcelal-i vel-ikram" O (şanı yüce Allah Teâlâ) Selâm’ın kendisidir, selâm O’ndandır. Cebrâil’e de selâm olsun. Ey Allâh’ın Rasûlü! Allâh’ın selâmı, rahmeti ve bereketi Sen’in de üzerine olsun!” Kaynak : osmannuritopbas.com/hazret-i-hatice...
-Bakın ne kadar doğru söylüyor; sahiden hata işlediğinizi görüp kızdınız; kendinizden utandınız. Söyleyecek başka şey yok. Oblomov'un hakkı varmış. Ona inanmamışsınız, Sizin bir tek hatanız bu. Ondan vaktinde ayrılmalıydınız; fakat güzelliğiniz onu fazla büyülemiş.. Siz de onun kumrular gibi saf sevgisine tutuluvermişsiniz -Söylediklerine inanmamıştım. İnsanın kalbi bu kadar aldanamaz sanıyordum.. -Aldanır, hem öyle aldanır ki bazen! Fakat bu macera sizin kalbinizle ilgili değil: Bir yandan gururunuz ve hayaleriniz, bir yandan zaafinız rol oynamış... Hayatınızda artık başka bir sevinç olmayacağından, bu soluk ışık söndükten sonra büsbütün karanlığa gömüilmekten korkmuşsunuz. -Ağladığım zamanlar gözyaşlarım kalbimden gelmiyor muydu? Onu aldatmış değilim, her zaman içtendim. -Aman canım, bir kadın her șey için gözyaşı döker: Leylak dalı için, parkta sevdiğiniz köşe için acı çektiğinizi kendiniz söylediniz.
Reklam
Ey aşk eti, kime sevda derdinin zerre kadar ışığı vursa Erse ondan bir kadın doğar, kadınsa ondan bir er vücuda gelir. Âdem'den kadının doğduğunu görmedin mi? Meryem'den erin doğduğunu duymadın mı? Fakat ne lazımsa hepsi tamamlanmadıkça, bu iş kimseye tamamıyla açılmaz.
Sayfa 278
İmam Buhari’nin küçüklüğünde gözleri görmemeye başlar. İmam Buhari’nin annesi ise gözyaşları ile Allah’a sürekli dua eder. Bir gün rüyasında Hz. İbrahim (aleyhisselam)’i görür. Hz. İbrahim (aleyhisselam) kendisine “Ey kadın! Allah oğlunun gözlerini, senin döktüğün gözyaşlarının ve Allah’a dua etmenin hürmetine geri bahşetmiştir.” “De ki: ‘Eğer duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin ki?..” (Furkan suresi 25/77)
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.