Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hazret-i Ömer'in zevcesi konuşmasına karşılık verirken Hazret-i Ömer öfkelenerek: - Ey mendebur! Sen bana karşılık mı veriyorsun? dedi. Kadın: -Allah Resûlünün hanımları bile ona karşılık veriyorlar. Halbuki o, senden çok, hayırlı ve üstündür, diye söylendi. Ömer: - Kızım Hafsa, eğer Resûlullah'a karşılık veriyorsa mahf oldu ve zarar etti, diye dövündü. Sonra Ömer, kızı Hafsa'ya şöyle buyurdu: - Kızım Hafsa! Sakın İbni Ebi Kuhafe'nin kızına (Aişe'ye) bakıp aldanma. Zira o, Resûllullahın sevgilisidir. (Sen ise, onun kadar Resûlüllah nezdinde sevilmemektesin.) Ve böylece Hafsa validemizi Resûlüllah'a karşılık ver- mekten korkuttu. 89 Rivayet ediliyor ki, Resûllallahın zevcelerinden birisi peygamberin mübarek göğsünü iteledi. O hanımı gören an- nesi, onun bu hareketini şiddetle kınayarak onu azarladı. Bu durumu müşahede eden Allah'ın Resûlü kayın validesine: دعيها فَإِنَّهُنَّ يَصْنَعْنَ أَكْثَرَ مِنْ ذلك "Onu azarlama. Belki kendi hâline bırak. Zira onlar se- nin gördüğünden daha fazlasını yaparlar," buyurdu. Resûlüllah ile Aişe validemizin arasında bir münakaşa cereyan etti, öyle ki, Ebu Bekir Siddiki aralarında hakem olarak sokmaya mecbur oldular. Bunun üzerine Resûlül- lah, Aişe validemize:
"Yüzünde sihr edip yine bir çâh-ı Bâbil'i, Bend olmuş anda bir nice sâhibnazâr dili... Çün söyle, bu ne çâh-ı zekândir? Dedim, dedi; Ey çok hatâlı, kendi mekânındürür senin!"
Sayfa 33 - Türk Dünyası Araştırma VakfıKitabı okudu
Reklam
Ey aşk, senin namına ne cinayetler işleniyor!
Ya sen! Ey sen! Esen dallar arasından Bir parıltı gibi görünüp kaybolan Ne istersin benden akşam saatinde? Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın, Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın; Hatıraların bu uyanma vaktinde Sensin hep, sen, esen dallar arasından.
“Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve ondan da eşini var eden, her ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinizden korkun. Kendisi adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık bağlarını kesmekten de sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde tam bir gözetleyicidir.” (Nisâ; 4/1)
Gül, ey saf çelişki.
Bir gün, bir dostunun şatosu olan Muzoť'da kalırken, Madame Eloui Bey adında (belki de Türk asıllı ya da bir Türkle evlenmiş) güzel bir Mısırlı kadın geliyor ozanı görmeye, şiirlerine tutkun bir kadın. Rilke seviniyor, ona gül toplamak için şatonun bahçesine geçiyor. Eline diken batıyor gül koparırken. Ağrı artınca, hekime görünüyor. İlerlemiş durumda kan kanseri olduğu anlaşılıyor. İki ay sonra da ölüyor. Mezartaşına, kendisinin özellikle hazırladığı şu mısralar yazılıyor: Gül, ey saf çelişki, nice gözkapağının altında hiç kimsenin uykusu olmamanın/sevinci.
Reklam
Şiir eşyayı aşmak, onun üstüne sıçramakdır. Dolayısı ile aklın üstüne çıkmaktır. Şiir gerçeği enfüsî âlemde aramaktır. Biz bunu çok fedâ "Aşk” diye ifade ediyoruz. Fuzûli onun için, **"Aşk imiş her ne var ise âlemde"** diyor. Mevlâna, **"Ey akıl, git buradan, burada hiçbir akıl yok! Bir kıl bile olsan burada sana sığacak yer yok!"** derken bunu söylemek istiyordu.
Sayfa 15 - Türk Dünyası Araştırma VakfıKitabı okudu
Ey Rabbim! Yeryüzünde, kâfirlerden yurt tutan hiçbir kimse bırakma! Çünkü sen onları bırakırsan onlar kullarını yoldan çıkarırlar, nankör ve fâcirden başka da doğurmazlar! Ey Rabbim! Beni, anamı, babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, erkek müminleri, kadın müminleri yarlıga! Zalimlerin helâkinden başka bir şeyini de artırma!*
Sayfa 95 - *Nûh/6.Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.