Ben' cilik
Bütün hataların en büyüğü olan ve cehaletten kaynaklanan, insanların kendi karakterlerini kendilerinin şekillendirdiği fikridir. Çünkü, insanların kafalarındaki bu en tutarsız ve bu yüzden de en saçma fikir, genç kafalara dayatılmaya devam edildikçe, insanın, diğer insan kardeşlerine sunacağı içtenlikli bir sevginin ve yaygın bir yardım duygusunun inşa edileceği hiçbir temel kalmayacaktır.
Sayfa 105 - Kaynak yayınlarıKitabı okudu
adı konulmamış bir şey söyleyin tadı bilinmedik bir şey söyleyin atları çıplak sürün derin sulara karanlıkta çıplak sürün sulara gecikmiş yıldızlara yalnız bakmayın geceyi dinlemeyin kentlerin kıyısında uykuya varmak gibi bir şey düşünün uyanmamak gibi bir şey düşünün karşısına geçip bakın ölümünüzün milyon tane siz olun birden bir anda cesetleri yeni-açmış güllere oranlayın suçsuz bir dilsizi işkencede düşünün nasıl bakar karanlığa namlular korkunun çokmerkezli gözlerini düşünün örümcek nasıl yaşar rastlantılarda ezildikçe güçlenen bir şey söyleyin adım adım çoğalan bir şey söyleyin varla yoku sarmaşdolaş düşünün düşman ikizlerli bir şey düşünün sokaklardan soyutlanmış bir şey söyleyin delirmekle eşdeğer bir şey söyleyin
Reklam
Türk İnkılâbı Tarihi c. II/Yusuf Hikmet Bayur
(Alman büyükelçisi Wangenheim'ın 1913'te Berlin'e gönderdiği raporda yazanlar) Orduyu kontrol eden kuvvet Türkiye'de en büyük kudret olacaktır. Hiçbir Alman düşmanı hükümet, ordu tarafımızdan kontrol edildikçe, iktidar mevkiinde kalamayacaktır.
Sayfa 96 - Timaş Yayınları, 20. BaskıKitabı okudu
...ölüm korkusu içgüdüye o kadar derin kök salmıştı ki, Epikuros'un müjdesi hiçbir za­man geniş halk kitlelerine çekici gelmedi; her zaman kültürlü bir azınlığın amentüsü olarak kaldı. Filozoflar arasında bile Augustus'un zamanından sonra, bir kural olarak Stoacı­lık lehine reddedildi. Epikuros'un ölümünden sonra altı yüz yıl boyunca, gücü azalarak da olsa varlığını sürdürdüğü doğrudur; ama in­sanlar dünyevi varoluşumuzun sefillikleriyle giderek daha fazla ezildikçe, felsefeden ya da dinden daha güçlü ilaçlar istediler. Filozoflar, birkaç istisna hariç, yeni-Platonculuğa sığındı; eğitimsizler önce doğu hurafelerine, sonra ilk biçimiyle her iyiyi mezarın ötesindeki ya­şama yerleştiren ve dolayısıyla insanlara Epi­kuros'un tam tersi bir müjde veren Hıristiyan­lığa yöneldi.
Sayfa 451
Gölge yapan her şeyi kaldırınca ışığın kendisini görürsünüz. Dualar, törenler, kalıplar kutsal ışığı yansıtır ve ayrıştırır. İnanç bir karanlık oda gibidir. Dine bakınca Tanrı'nın hayaletini görürsünüz ama Tanrı'nın kendisini değil. Eskimişlik ve çöküş tapınağı yüceltir. Dayatılan din bu muhteşem yapıdan geri çekildikçe yerine gerçek kutsal din gelecektir.
Pazar günleri, hayatın intikam günleri. Neşeli başlasın ve öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
Reklam
1.000 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.