Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
136 syf.
·
Puan vermedi
Fârâbî ve İbn Sînâ da Nübüvvet Konusu Felsefî Bir Bakış
Fârâbî ve İbn Sînâ da Nübüvvet Konusu Felsefî Bir Bakış • • • Müslüman filozoflarda “Akıl Teorisi” konusunu ele alan Fazlur Rahman, bu konuda Fârâbî ve İbn Sînâ çerçevesinde ki farklılıkları göstermeye çalışıyor. Psiko – Mantıksal – Metafiziksel temellerinde ele alınan nübüvvet doktrini, nefis ve onun güçleri hakkında ki Grek teorileri üzerine
İslam’da Nübüvvet  Felsefe ve Ehl-i Sünnet
İslam’da Nübüvvet Felsefe ve Ehl-i SünnetFazlur Rahman · Adres Yayınları · 201710 okunma
Farabi, Plotinos'tan hareketle geliştirdiği südur kuramında
Tanrı'dan doğrudan doğruya çıkan veya taşan ilk varlığı, Akıl terimiyle karşılamıştır. Onun metafiziğinde bu terim Tanrı'dan diğer varlıklara geçişi müm­kün kılan bir ilke olarak kabul ettiği İlk Akıl yanında, ondan sonra gelen ve birbirlerini izleyerek ay-altı aleminin ilkesi olan Faal Akıl'a kadar uzanan ve toplam sayıları ona varan diğer göksel akıllar için de kullanılır.
Sayfa 172 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Reklam
ilk yaratılan Faal Akıl, Nur-u Muhammed'i, Aklı-Evvel.
Felsefe tarihine baktığımızda Tanrı’ nın varlığı­nı kabul eden filozofların kabul etmeyenlere göre çoğunluğu oluş­turduğunu gördüğümüz gibi, Tanrı’nın varlığının doğal-akılsal ka­nıtlarla kanıtlanmasının mümkün olduğunu düşünenlerin sayısının da O’nun ancak vahyin kendisine, kişisel-dinsel bir deneye dayanı­ larak kabul edilmesi gerektiğini söyleyenlerin sayısından daha fazla olduğunu hatırlatmak uygun olacaktır. Bu belki felsefenin kendi­sinden ve akla olan güveninden dolayı ortaya çıkan bir sonuçtur.
Sayfa 290 - Adres YayınlarıKitabı okudu
"Kitaplar insana derinlikli zevkler sunar, damarlarımızdan akar, bize akıl verir ve bizi bir nevi faal ve yoğun bir aşinalıkla sarıp sarmalar ve tek bir kitap kendi başına ruhumuza sızmakla kalmaz, fakat diğer pek çok kitabın yolunu açar ve bu şekilde içimizde başka kitaplara yönelik bir özlem uyandırır."
Sayfa 21 - Yapı Kredi Yayınları, 2022Kitabı okudu
Gazâlî'nin İbni Sina ve Farabiyi eleştirdiği Konunun özeti...
İskender, bir başka konuda yine Aristoteles'ten ayrılır ve daha sonra birçok Ortaçağ Hıristiyan ve Müslüman filozofunun Tanrı'nın evren hakkın­ daki bilgisiyle ilgili olarak benimseyecekleri önemli bir tez ortaya atar. O, Tanrı'nın evren üzerindeki etkisinin göksel cisimleri bir aşk nesnesi olarak harekete geçirme yönünde bir etki olduğu şeklindeki Aristotelesçi görüşü ka­ bul eder, ama Aristoteles'ten farklı olarak buna bir eklemede veya bir düzelt­ mede bulunur. Buna göre Tanrı'nın kendisi hakkındaki bilgisi, bir aşk nesne­ si olarak harekete geçirdiği evren hakkında da belli bir bilgiyi içerir. Bununla birlikte İskender' e göre bu bilgi, evren hakkında ancak genel, onun ana özel­ likleriyle ilgili bir bilgidir; evrenin ayrıntıları ile ilgili, onun içinde yer alan ti­ kel, bireysel varlıklara kadar inen bir bilgi değildir. İslam dünyasında Farabi, bir yandan Aristoteles'in Faal Akıl'ını, On Akıl teorisinde tanrısal taşmanın son kademesi olarak kabul ettiği Onuncu Akıl'a indirgerken, öte yandan Tanrı'nın evren hakkındaki bilgisinin ondaki tikelleri yani bireyleri ve tikel olguları içi­ne almayan genel, tümel bir bilgi olduğu şeklindeki İskender'in bu görüşünü benimseyecektir. Gazali ise Tanrı'nın evren hakkındaki bilgisinin onda yer alan tikel varlıkların, birey insanların ve onların bireysel eylemlerinin, tikel olguların bilgisini içine almadığı yönündeki bu görüşleri nedeniyle Yunan tar­zı felsefe geleneği içinde yer alan Farabi ve İbni Sina'yı İslam'ın temel dogma­larının en önemlilerinden birini inkar etmekle suçlayacaktır.
Sayfa 34 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
İnsanı insan yapan Akıl, Ruh, Gönül yani Bilinç, Hakikati faal Akıldan alır.
Şüphesiz akılsal bir doğa bilimi mümkün değildir, ama salt akılsal bir matematik, ahlak ve­ ya estetik büyük ölçüde mümkündür. Hatta başta Platon, Descartes ve Kant olmak üzere bazılarına göre mümkün olan sadece bunlardır.
Sayfa 340 - Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aristoteles'e göre de gerçek anlamda var olan
Yani ezeli-ebedi, değişmez bir varlığa sahip olan şeyler bireyler değil, formlardır; formlar arasında da salt Form olan Tanrı'dır. Öte yandan maddeden bağım­sız Akıllar, gök kürelerinin akılları ve nihayet ne olduğu tam olarak bilinme­yen Faal Akıl da Tanrı'yla bu gerçekten ve tam olarak var olma ayrıcalığını paylaşırlar. *****
Sayfa 190 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Aristoteles'e göre maddeden tamamen bağımsız, saf akıl olan Tanrı;
Bu Tanrı ile ben­zeri özellikleri taşıyan gök kürelerini döndüren akıllar; nihayet daha önce de işaret ettiğimiz gibi insan ruhuna dışardan gelerek onu kuvve halinden fiil haline geçiren ve kendisi her zaman fiil halinde olan "Fa­al Akıl" dır. Fizikle ondan bir derece daha üstün olan metafizik veya te­oloji arasındaki fark da, zaten bundan ileri gelmektedir: Metafiziğin konusu fizikten farklı olarak aynı zamanda hem bağımsız bir varlığa sahip tözler olan, hem de hareketsiz olan bu tanrısal şeyler, saf Form­lar ve saf Akıllardır.
Sayfa 63 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
İlk yaratılan Nur-u Muhammed'i, yani Akl-ı küll, İlk Cevher, Faal Akıl.
***** Cüz’î akılsa öğrenmeye muhtaçtır. Her şeyi ilk icat edense Akl-ı küll’dür; Akl-ı küll’e mazhar olanlar, peygamberlerle velilerdir, onlar, cüz’î aklı Akl-ı küll’e ulaştırmışlar, birleştirmişlerdir. *****
Sayfa 330 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
338 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.