Mü'minlerin annesi Hz.Fâtıma (r.a)
Binbir çileden sonra mübarek neslin annesi makamına yükselmenin hikayesidir Hazreti Fâtıma..
Çağları iman, irfan, hikmetle aydınlatan ve muhabbetle yaşanır kılan mübarek neslin annesidir. Bizim annemizdir.
Efendimizin (sav) yüreğinden ve nurundan bir parçadır.
İman ve sabırdır. Tevekkül, kanaat ve
Allah’ın Resûlü, kızının kumaya tahammül edemeyeceğine, kocasına isyan ederek âhiret hayatına zarar verebileceğine kanaat getirdiği için ‐helâli haram kılmadığını beyan buyurmakla beraber‐ damadı Hz. Ali’nin evliliğine izin vermeyeceğini açıklamıştır.
‐ Salât ve selâm üzerine olsun‐ Allah’ın Resûlü’nün Müslüman kız babalarının damatlarının evliliğine karşı tavır alabileceklerini göstermek amacıyla, bu yolu izlediklerinde şüphe yoktur.
Öneminden ötürü bu olayı Buhârî’nin rivâyetiyle delillendirelim.
Misver b. Mahzeme (r.a) anlatıyor.
Allah’ın Resûlü’nü minberde şöyle konuşurken dinledim:
‐ Hişam b. Muğire oğulları, kızlarını damadım Ali ile evlendirmek için benden izin istediler.
İyice bilmelerini isterim ki buna izin vermeyeceğim. Şimdilik vermeyeceğim gibi sonra da vermeyeceğim.
Ali, kızımı boşayıp onların kızını almak istemedikçe de (hiçbir zaman) izin vermeyeceğim. Çünkü (Ali’nin eşi kızım) Fâtıma bir parçamdır. Onun sevip içine sindiremediğini, ben de sevip içime sindiremem. Onu üzen durum beni de üzer.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, muhterem kerîmeleri Hz. Fâtıma-i Zehrâ (r.anhâ)’ya gelin olurken şu nasîhatta bulunmuşlardır: "Kızım kendini temiz tut! (Devamlı) Rabbini zikret! Efendin sana baktığı zaman Sen’den memnun olsun, büyük bir ferahlık duysun! Gözlerini sürmele! Sürme, kadınların ziynetidir. Kızım! Kocan sana baktığı zaman
Bu kitap, dünya ve Cennet kadınlarının en üstününe ait Fatıma-i Zehra (r.a)'nın hayatından pırıltılar sunmaktadır.
O Fatıma ki, Cennet ufkundan, cihan toprağına düşen bir inciydi.
O Fatıma ki, Allah Resulünün gözünün nuru ve sevinciydi.
O Fatıma ki, Nebiler Nebisinin mübarek vûcudundan bir parçaydı.
O Fatıma ki, ay yüzlü kara gözlü bir melekti...
O Fatıma ki, bir eliyle değirmen döndürür, bir eliyle çocuğuna bakar, diliylede durmadan Kur'an okurdu.
sonra bil ki, şeytan onlara şu hayali vermektedir: Herhangi bir kimse, Ebu Bekir ve Ömer'i sevdiği halde ölürse, ateş ona yaklaşmaz. Şeytan başka bi- risine de şu hayali vermektedir: Hazre-i Ali'yi sevdiği halde ölen bir kimse için, korku bahis mevzuu değildir.
Halbuki Allah'ın Resûlü (s.a.v.)'nü görüyoruz ki, ken- disinden bir parça olan kerimesi Hazret-i Fatıma'ya (r.a.) şöyle buyurmaktadır:
اعْمَلِي فَإِنِّي لَا أُغْنِي عَنْكَ مِنَ اللَّهِ شَيْئًا.
"Ey Fâtıma! Çalış ve amel et! Muhakkak ki ben, Allah'ın azabından zerre kadar sana faide ve menfaat verici değilim."58