fatma

O’nun varlığından (vücûd) başka bir varlık (vücûd) yoktur. İşte, bu hakikate Hz. Peygamber -sâlat ve selâm onun üzerine olsun- şu sözüyle işaret etmiştir: “Zaman’a sövmeyin, çünkü zaman Allah’tır.”
Reklam
Olumluluk toplumu diyalektiği de yorum bilgisini de terk eder. Diyalektik olumsuzluğa dayanır. Hegel’in “tin”i olumsuz olana sırtını dönmez, ona katlanır ve varlığını onun içinde sürdürür. Olumsuzluk “tinin hayat”ını besler. Olumsuz bir gerilim oluşturan kendindeki öteki, tini canlı tutar.
Sır ve karanlık çoğunlukla hayranlık uyandırır. Augustinus, Tanrı’nın arzu uyandırmak amacıyla metaforlar kullandığını ve Kutsal Metni kasıtlı olarak müphemleştirdiğini söyler: “Bu şeylerin adeta mecazi bir giysiyle örtülmüş olmasının nedeni inanç içinde araştıran insanın zihnini çalıştırmak ve çıplak (nuda) ve açık (prompta) olarak sunularak değersiz bir görüntü kazanmalarını engellemektir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...ne var ki, ‘başkası’nı anlayabilmek için ilkin ‘kendim’i bilmeliyim. Zira ‘ben’im’den ‘başkasının-beni’ne geçebilirim.
Duyup düşündüklerimizin ne kadar da azı dile getirilebiliyor. Hele duyup düşündüklerimizi kâğıda geçirmeğe davrandığımızda, bunların, ânında sırrolduklarını fark ediveririz.
Reklam
“Ne olursan ol yine gel!” cümlesi ancak geldikten sonra gidecek bir yeri olanlar için anlamlıdır.
Kadîm kültürümüzde nazar, hakîkati bilmek; hayr, bu hakîkate göre eylemektir. Hakîkatsiz hayr, ilimsiz amele benzer. Hayr, hakîkatin siyasetidir. Bir toplumun hakîkati yoksa siyaseti; dolayısıyla bir nazarı yoksa manzarası olamaz.
Akıl yok, vicdan yoksa gönül basit bir teselli aracına dönüşmez mi? Akıl kayıp, vicdan metrûk ise gönül bir gürültü ve tantana içerisine gömülmez mi?
Sayfa 132Kitabı okudu
Bununla beraber namuslu bir adamın bahsetmekten en çok zevk aldığı konu nedir bilir misiniz? Cevap: Bizzat kendisi. Şu halde ben de kendimden söz açacağım.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
katkısız İstanbullunun merhameti bütün dünyaya yeter de artar bile... Sen ipini koparıp buraya düşmüş bütün canavarları İstanbullu sanıyorsun.
Sayfa 328 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Yarın buraya gelmeden duramam. Ben bir hayalperestim; gerçek yaşamla bağım o denli az ki, bunun gibi, şimdiki gibi çok nadide saydığım anları düşlerimde yine yaşamadan edemem. Bütün akşam sizi düşleyeceğim, bütün hafta, bütün yıl. Yarın kesinlikle buraya geleceğim, tam buraya, bu noktaya, tam bu saatte geleceğim ve yaşadıklarımızı anımsayarak mutlu olacağım. Artık burası benim gözbebeğim.
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Öyle işte, elim titriyorsa, daha önce sizinki kadar zarif bir el tutmamış olmamdandır.
Gurur ve gösteriş farklı şeyler, ama sık sık aynı anlamda kullanılıyorlar. İnsan gösteriş düşkünü olmadan gururlu olabilir. Gurur daha çok kendimizle olan görüşümüze bağlıdır, gösteriş ise bizim hakkımızda başkalarına ne düşündürtmek istediğimize.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri111
180 öğeden 166 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.