Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk kadınına tanınan hakları, küresel platforma taşıdı. 1935'te Uluslararası Kadınlar Birliği'ni davet etti. Uluslararası Kadın Kongresi'ne ev sahipliği yaptı. Feminizm kongresiydi. 36 ülkeden tamamı kadın 360 delege katıldı. ABD, İngiltere, Hollanda, İsviçre, Avustralya, Mısır, Hindistan, Bulgaristan, Çekoslovakya, Yeni
Sayfa 239Kitabı okudu
Eski Türklerde kadınlar, umumen "Amazon" idiler. Cündilik, silahşorluk, kahramanlık, Türk erkekleri kadar Türk kadınlarında da vardı. Kadınlar, doğrudan doğruya hükümdar, kale muhafızı, vali ve sefir olabilirlerdi. Alelade ailelerde de ev, müştereken karı ile kocanın ikisine aitti. Çocuklar üzerindeki velayet-i hassa baba kadar anaya da aitti. Erkek daima karısına hürmet eder, onu arabaya bindirerek kendisi arabanın arkasında yaya yürürdü. Şövalyelik, eski Türklerde umumi bir seciye idi. Feminizm de Türklerin en esaslı şiarı idi. Kadınlar, emvale tasarruf ettikleri gibi, dirliklere, zeametlere, haslara, malikanelere de malik olabilirlerdi. Eski kavimler arasında, hiçbir kavim Türkler kadar kadın rehtına (reht = sexe) hukuk vermemişler ve hürmet göstermemişlerdir. Ana soyuyla baba soyunun müsavatı "soy" faslında zikredildiğinden burada tekrarına lüzum yoktur.
Reklam
Türklerin gerek aile ahlakında ve gerek rehti ahlakta ne kadar yüksek olduklarını yukarıdaki fasıllarda gördük. Halihazırda Türkler tamamıyla bu eski ahlakı kaybetmişlerdir. İran ve Yunan medeniyetlerinin tesiriyle kadınlar esarete düşmüşler, hukukça dun bir derekeye inmişlerdir. Türk­lerde milli hars mefkuresi doğunca, eski törelerin bu güzel kaidelerini hatırlamak ve diriltmek !azım gelmez miydi? İşte bu sebepledir ki mem­leketimizde Türkçülük cereyanı doğar doğmaz feminizm mefkuresi de beraber doğdu. Türkçülerin hem halkçı hem de kadıncı olmaları yalnız bu asrın bu iki mefkureye kıymet vermesinden dolayı değildir; eski Türk hayatında demokrasi ile feminizmin iki başlıca esas olması da bu husus­larda büyük bir amildir. Başka milletler, asri medeniyete girmek için mazilerinden uzaklaş­maya mecburdurlar.
"İl"in timsali olan Gök Tanrı, sulh ilahıdır. İlhan, sulh dininin bir naşiri mevkiindedir. Türk ilhanları, bütün Türk illerini sulha davet edi­yordu, bütün hakanlara "oğlum" diye hitap ediyordu. Türklerin bütün harpleri daimi bir sulh dairesi tesisi maksadıyladır. Bütün ilhanlık devir­lerinde, Mançurya' dan Macaristan' a kadar bütün Turan kıt' ası gayet mesut bir sulh ve asayiş hayatı yaşamıştır. Türk ilhanları, emperyalist de değildiler. Çünkü yalnız Türk illerini birleştirmekle iktifa ediyorlar, başka milletlerin ülkelerini fethe çalışmıyorlardı. Hunların ilk ilhanı Mete'nin iki defa Çin devleti eline geçtiği hal­de, imparatorluğu kabulden imtina etmesi bu iddiamıza bir delildir. Sulh ahlakını Atilla' da bile görürüz. Atilla'ya en muzaffer bulunduğu muharebeler esnasında her ne vakit sulh teklif edilmişse, derhal teklifi kabul etmiştir. Dünyanın en demokrat kavmi eski Türkler olduğu gibi, en feminist nesli de yine eski Türklerdir. Zaten feminizm, demokrasinin, yani müsa­vatın kadınlara ait bir tecellisinden ibarettir.
“Dünyanın en demokrat kavmi eski Türkler olduğu gibi, en feminist nesli de yine eski Türklerdir. Zaten feminizm, demokrasinin, yani müsâvâtın (eşitliğin) kadınlara ait bir tecellisinden (görünümünden) ibarettir.”
Sayfa 170
"Türklerin, gerek aile ahlâkında ve gerek cinsel ahlâkta ne kadar yüksek olduklarını, yukarıdaki bölümlerde gördük. Günümüzde Türkler tamamıyla bu eski ahlâkı yitirmişlerdir. İran ve Yunan uygarlıklarının etkisiyle, kadınlar tutsaklığa düşmüşler, haklar bakımından aşağı bir duruma inmişlerdir. Türklerde ulusal kültür ülküsü doğunca, eski törelerin bu güzel kurallarını hatırlamak ve diriltmek gerekmez miydi? İşte bundan dolayıdır ki ülkemizdeki Türkçülük akımı doğar doğmaz, feminizm ülküsü de birlikte doğdu. Türkçülerin hem halkçı olmaları, hem de kadın haklarını tanımaları, yalnızca bu yüzyılın bu iki ülküye değer vermesinden dolayı değildir; eski Türk hayatında, demokrasi ile feminizmin iki başlıca ilke olması da bu konuda büyük bir etkendir."
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Eski Türklerde kadınlar
Eski Türklerde kadınlar, umumen amazon idiler. Cündîlik(binicilik), silâhşörlük, kahramanlık, Türk erkekleri kadar Türk kadınlarında da vardı. Kadınlar, doğrudan doğruya, hükümdar, kale muhafızı, vali ve sefir olabilirlerdi. Alelâde ailelerde de ev müştereken, karı ile kocanın ikisine aitti. Çocuklar üzerindeki velâyet-i hassa(özel otorite), baba kadar anaya da aitti. Erkek daima karısına hürmet ederdi, onu arabaya bindirerek kendisi arabanın arkasından yaya yürürdü. Şövalyelik, eski Türklerde umumi bir seciye(karakter) idi. Feminizm de, Türklerin en esaslı şiârı(ayırıcı özelliği) idi. Kadınlar, emvâle(mala) tasarruf ettikleri gibi, dirliklere, zeâmetlere, haslara, malikânelere de mâlik(sahip) olabilirlerdi. Eski kavimler arasında hiçbir kavim Türkler kadar kadın rehtına(cinsine) hukuk vermemişler ve hürmet göstermemişlerdi.
Nereden nereye...
Eski Türklerde kadınlar, umumen amazon idiler. Cündîlik (binicilik), silâhşorluk, kahramanlık, Türk erkekleri kadar Türk kadınlarında da vardı. Kadınlar, doğrudan doğruya, hükümdar, kale muhafızı, vali ve sefir olabilirlerdi. Alelâde ailelerde de ev müştereken, karı ile kocanın ikisine de aitti. Çocuklar üzerindeki velâyet-i hassa (özel otorite), baba kadar anaya da aitti. Erkek daima karısına hürmet ederdi, onu arabaya bindirerek kendisi arabanın arkasından yaya yürürdü. Şövalyik, eski Türklerde umumî bir seciye (karakter) idi. Feminizm de, Türklerin en esaslı şiârı (ayırıcı özelliği) idi. Kadınlar, emvâle (mala) tasarruf ettikleri gibi, dirliklere, zeâmetlere, haslara, mâlikanelere de mâlik (sahip) olabilirlerdi. Eski kavimler arasında hiçbir kavmin Türkler kadar kadın rehtına (cinsine) hukuk vermemişler ve hürmet göstermemişlerdi. Ana soyuyla baba soyunun müsâvâtı (eşitliği), "soy" faslında zikredildiğinden burada tekrarına lüzum yoktur.
Sayfa 182
“Feminizm de, Türklerin en önemli ilkeleriydi. Kadınlar malları kullandıkları gibi, dirliklere, zeametlere, haslara, malikânelere de sahip olabilirlerdi. Eski kavimler arasında hiç bir kavim, Türkler kadar kadın cinsine haklar tanımamışlar ve saygı göstermemişlerdi. Ana soyuyla baba soyunun eşitliği, soy bölümünde anlatıldığından burada yinelenmesine gerek yoktur…”
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.