Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Yazarın hayat hikayesinin üçüncü cildi. Ama ikinci cildinde de okul hayatını anlatıyordu bu kitapta da aynı şekilde devam ettiği için ikinci cildin devamı diye düşündüm. Fena değildi ama yazarın meslek hayatını, aile hayatını, hapis yaşamını da okumak isterdim. Maalesef ömrü vefa etmemiş.
Duvarda gezinen bir şeyler var…
Hayır, birisi var…
Amerika’nın ilk feminist yazarı olarak kabul edilen Gilman’dan hiç de fena olmayan bir gerilim öyküsü.
Evliliğin kadın açısından zorluklarını ve deliliğin belirtilerini bir hayalet hikayesiyle birleştirmiş. Eşiyle birlikte bir malikaneye taşındıktan sonra duvar kağıdını saplantı haline getiren bir kadının başından geçenleri anlatıyor.
Bu öyküyü yazdıktan sonra Gilman’da delilik başlangıcının olup olmadığı tartışma konusu olmuştur.
Elimde sürünen kitaplar grubuna bir yenisi daha eklendi. Film endüstrisinde de dikkatimi çeken şahane fikirlerin ışığı üstünkörü kurgularla nasıl söndürülür başlığı altına eklenecek bir eser olmuş. Beyazların köle olduğu bir distopya kurup bunu hiçbir detayla desteklememiş yazar. Sadece siyahilerin sömürüldüğü karanlık yıllardaki bir hikayeyi alıp kahramanların cilt rengini değiştirmek bana biraz basit geldi. Hikaye fena ilerlemiyor , çok yapış yapış drama yüklemeden ana karakterin anlatımıyla ilerlemesini sevdim ancak bazı bölümler arası ciddi kopukluklar var. Siyahiler köke ticareti yapsaydı ne olurdu fikri hiç geliştirilmemiş ilk 20-30 sayfadan sonra elimde süründü biraz da bu yüzden.
Yeraltı Demiryolu’ nu okuyan bir okur olarak kitabın başlarında bu konunun geçmesi beni heyecanlandırsa da istediğim gibi ilerlememesi bana hayal kırıklığı yaşatsa da sonunu bence olabilecek en iyi şekilde bağlayarak bitirmiş yazar.
. Yetişkin spor romantizmi
. Tek gecelik ilişki
. Sürpriz bebek
. Zorunlu yakınlık
. Tatlım diye seslenen erkek
Lowell NHL de yer alan profesyonel buz hokeyi oyuncusu aynı zamanda ilk kitaplardan tanıdığımız Collin ve Rhodeos’un takım arkadaşı ve yakın arkadaşları. Kendisi geçmişte bir kadın tarafından kandırılmış ve bu yüzden kendini aşka
Oğuz Atay, her eserinde karşılaştığımız bilinç akışının ağır bastığı dil yapısını bu romanda kullanmamış. Bu açıdan anlaşılması gayet tabii kolay.
Bunun yanında üslubu kesinlikle insanı boğmamakla birlikte Oğuz Atay’ın toplumsal çıkarım ve de yer yer ironili kült yazım dili de Mustafa İnan’ın hayat hikâyesi sınırlarına sadık kalarak akışa çok güzel yedirildiği de önemli bir nokta.
Kitap değindiği hususlarla bilime güzel ve nüktedan bir bakış açısı sunuyor. Aynı zamanda Mustafa İnan gibi öğrenme ve daha çok öğretme meraklalısı, hayatı çabalarla geçmiş bir bilim insansanını da incelikleriyle tanımanızı sağlıyor.
Bunun yanında görece kısa bir yaşam sürmesine karışıklık yapmış olduğu bilimsel atılımların yanında her zaman edebiyata, sosyal yaşantıya da bir o kadar değer vermesiyle ve vakit ayırmasıyla çevresinden taktir topluyor.
Bir biyografi olarak sürükleyiciliği hiç fena sayılmaz fakat romanın ortalarına doğru biraz sıkılma ihtimalinizin olduğunu da es geçememek isterim…
Vadedilmiş Yokyer 2 Manga Yorumum;
Merhabalar;
Bu cildi okurken bir tık sıkıldım ama konular yine fena ilerliyor. Şaşırdım, endişelendim, düşündüm, taşındım ahhahaha ama bakalım neler olacak bakalım? Diğer cilde geçelim çünkü acayip ilerliyor ve ben seri nasıl bitecek bir fikrim yok.
-spoiler-
Ray’in hain çıkması ama aslında bilerek casus olması gerçekten Ray’in çok zeki biri olduğunu gösteriyor. Demiştim aslında herkes şüpheli yani ne olacağı belirsiz ve Ray çıktı o kişi. Umarım Norman ileride kötü biri olmaz, çıkmaz. Gerçekten Emma’dan sonra sevdiğim karakter o ve saf, iyi düşünceli biri.
