Kültür, "medeniyet"in etkili bir göstergesidir. Hıristiyanlığın bir kutsal gününün "sevgililer günü" diye Türk toplumuna mal ettirilmesi gibi. Bu arada bir yeni Türk üniversitesi İngiltere'nin, aralarında eskiden kalma rekabet olan iki ünlü üniversite kürek ekibini İstanbul'a getirerek yarıştırmıştı. Oysa bu hareketin Nijerya'da da yapılacak bir Galatasaray-Fenerbahçe maçından farkı olmasa gerek. Nijerya'dan kimse iki ezeli rakip GS ve FB'yi ülkelerine davet edip maç yaptırmazlar. Ama bizi Boğaziçi Üniversitesi iki ünlü İngiliz üniversite ekibini davet edip geleneksel rekabeti yaşatmak için yarıştırır. Demek ki "geleneksellik" bir şekilde kültürün içindedir. Bu geleneği kendinde bulamıyorsan başkasından ithal edersin.
3 Haziran 2004 tarihinde doğanlar hatırlamazlar, Alexsandro de Souza adlı bir futbolcu Brezilya'nın Cruzeiro takımından Fenerbahçe'ye transfer oldu. O tarihte ölen futbolseverler için talihsiz bir olaydı bu. Zira Alexsandro'yu namı diğer Alex'i sarı lacıvertli formayla izleyemeden göçüp gittiler.
Tony Schumacher
80'lerin tartışmasız bir numaralı, efsanevi kalecisidir...
Fenerbahçe'ye transfer olacağı haberleri gelince kulaklarımıza inanamamıştık. Çünkü Tony Schumacher dünyaca ünlü bir kaleciydi. O dönemde Alman milli takımın kalecisiydi ve Fenerbahçe'nin kalesini koruyacaktı. Fener'in ezeli rakipleri bile bu transfere gıpta ile bakmışlardı.
Buket fanatik bir Fenerbahçe taraftarı. Futbol fanatiği kadın nedir abicim ya?.. Hadi ofsaytı öğrendin de, "Bekleri öne al, kanatlardan bindir, adam adama markaj yap!" hiç, bir kadının ağzına yakışıyor mu?
'Tek Sevgilim Fenerbahçe' pankartı yazmışlığım var. Stattan atılmışlığım, dayak yemişliğim var. Hiç bir zaman 'sert' biri olmadım, yanlış anlaşılmasın. Ama hayatımdaki en tartışılmaz şey Fenerbahçe. Üstadın dediği gibi galiba: 'Darağacında olsak bile, son sözümüz Fenerbahçe...'