Muhammed neden kendisini Peygamber ilan etti?
-Yanlışınız var. Hazreti muhammed kendisini Peygamber ilan etmedi. Onu Allah celle Peygamber ilan etti.
_Bakın sorunuzun cevabını Allah'tan allalım ''Muhammed Allah'ın elçisidir. '' Fetih suresi 29. ayetin hemen başlangıcıdır...
Sayfa 66Kitabı okudu
Hacerülesved ve Biat
Hacerülesved tarafından başlamalısın tavafa. Buradan girersin dünyanın sistemine, halkın girdabına, insanların arasına. Bir damla gibi yok olur, kalırsın. Kendi yörüngeni bulur, kendi hareketini başlatırsın. "Merkeze” yerleşir, yörüngeye oturursun,
Allah'ın yörüngesine, ama halkın arasında!
Öncelikle Hacerülesved'e dokunmalısın. Sağ
Sayfa 62 - Fecr yayınlarıKitabı okudu
Osmanli adeti
Osmanlı'da adet olduğu üzere doğum Kur'an-ı Kerim tilavetiyle beklenirdi.Zamanında Sultan II.Murat'ın oğlu Fatih'in doğumunu beklediği gibi.İçeri girdiklerinde, oğul müjdesini verip ne isim vereceklerini sorduklarında:"Az önce Kur 'an -ı Kerim'den Muhammed Suresi'ni bitirmiş Fetih Suresi'ne başlamıştım.Hz. Muhammed'den (SAV) mülhem adı Mehmet ola, inşallah fetih ona müyesser ola". diyecektir.
Sayfa 37 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
“Bizim, yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmediler mi?
Allah (dilediği gibi) hükmeder.
Onun hükmünü bozacak kimse yoktur. Ve o hesabı çabuk görendir” (Rad Suresi, ayet 41). Yani, Tanrı yeryüzüne iniyor ve onu uçlarından, daha doğrusu etrafından eksiltiyor! Bazı yorumculara göre bu ayet, “erozyon” ilmiyle, yani toprak kayması ya
Bir anda namaza başla.
Bir anda tesettüre gir.
Bir anda içkiyi bırak.
Bir anda sanal alemi Rabbin için kullan.
Bir anda küfretmeyi kesip şükretmeye başla.
Bir anda karşı cinsle arana sınır koy.
Bir anda İslama dön.
Bir anda aslına dön.
Unutma Azrail (as) zamana bakmaz. O yüzden sende zamana bırakma. İslam an dinidir. An bu an! Sana; "Bir anda olmaz, gösteriş yapıyorsun" vs. vs. dediklerinde onlara sadece bunu söyle;
"Şahit olarak Allah yeter"
(Fetih suresi 28.ayet).
O (a.s.m.) hep yürüdü senin için. Bazen Taif'te yürüdü. Yanında manevi oğlu Zeyd (r.a) de vardı. Yürürken durakladı. Çünkü Taif çocukları Efendimizi (a.s.m.) taşlamaya başladı.
Bazen Bedir'de yürüdü. Binlerce melek ve ashabıyla kol koşa, dimdik.
Bazen yürüdüğü yer Uhud'du. Mübarek dişine zarar gelmişti. Mus'ab'ını (r.a) orda kaybetmişti. Amcası Hamza'sı (r.a) orada şehit düşmüştü.
Bazen Hendek'te yürüdü O (a.s.m.) yanına sahabe gelmişti. "Ya Resulallah! Çok açım. Açlıktan midene taş bağladım" dedi. Yete bir taş düştü. O (a.s.m.) suskundu. Sessizliğiyse bir çift ses bozdu. O (a.s.m.) da kuşağını çözmüştü. Yere iki taş düşmüştü. Kâinatın Efendisi (a.s.m.) açlıktan karnına iki taş bağlamıştı.
Bazense Hudeybiye Antlaşması'nı yaparken yürüdü. Hudeybiye Antlaşması'nın şartları Müslümanları oldukça üzmüştü. Hudeybiye'den dönüşte "Fetih Suresi" inmişti. Allahu Teâlâ bu antlaşmanın yenilgi değil, kazanç olduğunu bildirmişti.
Mekke'ye yürüdü. Kovulduğu Mekke'ye. Annenim çocuğundan koparılması gibi onu (a.s.m.) da Mekke'den koparmışlardı. Şimdi o (a.s.m.) Mekke'sine geri gönüyordu.
Artık zamanı gelmişti Veda Hutbesi'nin. Anlaşılmayacak konuysa şuydu; yüz yirmi bin sahabeden yüz on bini dünyanın dört bir tarafına at sürmüştü, evini götürmüştü, göç etmişti. Bazıları Emevi oldu, bazıları Abbasi.
Abbasi olana nasip oldu İslam'ı bu coğrafyaya sevdirmek. Yürüdü durdu Abbası.
Bu sefer yürüyenin ismi Selçuklu oldu. Sonra Osmanlı. Sonra... Bu yazıyı okuyan kardeşim. Gele gele sana kadar geldi. Peki soruyorum: "Senden kime geçecek?"
Sayfa 107
