Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Can acıtan hakikatler..
Kâbe, bizim putlarımızla süslü; küfür, bizim Müslümanlığı­ mıza kahkahalarla gülüyor. • Şeyh putların aşkı uğrunda İslâm’ı feda etti. Zünnardan teş­ bihine ip yaptı. • Pirlere, saçları ağardığı için pir dendi. Köy çocuklarının mas­ karası oldular. • Gönülleri (Lâ ilâhe) yazısına yabancı; orası heves putlarıyla dolu bir puthane haline gelmiş. • H er saçını uzatan bir mutasavvıf hırkası giymiş. Ah, bu din sa­ tan tüccarlardan illâllah. • Gece gündüz müridleri ile seferde dolaşır. Milletin ihtiyaçla­ rından bihaber. • Gözler, nergis gibi nursuz; göğüslerinde gönül zenginliği hak getire. • Vaizler de, sofiler de mevkiye, rütbeye tapıyorlar. İslâmiyet’in şan ve şerefi ayaklara düştü. • Vaizimiz gözünü puthaneye dikti. Din-i mübin müftüsü fetva sattı. • Ey dostlar, bundan sonra ne yapalım, tedbirimiz nedir? Piri­ miz, meyhaneye doğru yol almış, gidiyor.
Kendi elimle yontup sevgiliye sunduğum divit, (yazık ki) ilk önce haksız yere benim ölüm fermanımı yazdı. Kendi elimle yâre kesip verdiğim kalem Fetvâ-yı hûn-ı nâ-hakkımı yazdı ibtidâ. ...(Nevres-i Kadim)...
Reklam
Cennet kadınların ayakları altında deyip. Hocalarınız her gün kadına çocuklara fetva verdi bu dünyayı kadına çocuklara cehennem ettiniz ! Cennet yüzü görmeyesiniz !
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Tarihin tozlu raflarında kaybolmuş bir Osmanlı subayı olan Nuri Paşa (Killigil)in hayatını anlatan bu kitapta hiç bilmediğim konuları okudum. Biyografi tarzında yazılmış olan eserde Nuri Paşa'nın hayatına dair merak edilen her ayrıntı kaynakları da eklenerek, araştırılarak biz okurlara sunulmuş... Cumhuriyetimizin kuruluşuna kadar nerede bir
Bozdoğan
BozdoğanFatih Özcan · Destek Yayınları · 201924 okunma
Kendi elimle yare kesip verdiğim kalem Fetva-yı hûn-ı nâ hakkımı yazdı ibtida Nevres-i Kadim Kendi elimle kesip sevgiliye sunduğum kalem, (yazık ki) ilk önce haksız yere benim ölüm fermanımı yazdı.
İskender Pala
İskender Pala
"-Madem ki bu kere mağlubuz netsek, neylesek zaid. Gayrı uzatman sözü. Madem ki fetva bize aid verin ki basak bağrına mührümüzü..."
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “…İyilik, gönlünü huzura kavuşturan ve içine sinen şeydir; kötülük ise insanlar sana fetva verseler bile, gönlünü huzursuz eden ve içinde kuşku bırakan şeydir.” (Dârimî, Büyû", 2)
Bana çok Ümit vermedi ama insan doğası, ne büyük felaketlere ne de büyük sevinçlere birdenbire inanamaz. Gönül öyle bir müftüdür ki İstemediği şey için kolay kolay fetva vermez.
Müslümanca Bir Hayat İçin Gençlere 15 Nasihat Videosundan //Nureddin Yıldız//
🌵 Şükret ki elindeki nimet artsın! 🌵 Şükrün hem eylemli hem sözlü olsun! 🌵 Sakın acele etme! Çünkü, acele etmek Allah'ıma işine karışmaktır. 🌵Tertemiz devam etmek istiyorsan ölünceye kadar tövbe etmeyi terk etme!
''Gönül öyle bir müftüdür ki istemediği şey için kolay kolay fetva vermez."
Reklam
Hadîslerin anlaşılması, hadîslerden hüküm çıkarma, onlarla amel etme meselesi her zaman güncelliğini korumuştur. Tâ sahabeden bu yana âlimler, fakihler, müctehidler hadîsleri anlamaya çalışmış, onlardan hayatı düzene sokacak hükümler çıkarmıştır. Şüphesiz bu noktada hadîsleri Kur’ân’dan bağımsız düşünmemek gerekir. Zira hadîsler bir anlamda Kur’ân’ın açılımıdır, beyanıdır. Geçmişte âlimler tabir câizse kılı kırk yarmışlar, Allah ve Resûlü adına konuşmanın sorumluğunu her zaman taşımışlardır. Fetvâ vermek başlı başına bir sorumluktur ve oldukça ciddi bir İştir. Bir iki kitap okumakla, Kur’ân’ı mealinden birkaç kere hatmetmekle, beş on hadîs ezberlemekle olacak iş değildir. “Bir hadîs kitabını okuyayım ve sırayla onda geçen hadîslerle amel edeyim.” diyebilirsiniz. Ama bu gerçekten zor bir iştir. Hadîs kitabı okuma şevkinizi kırmak istemem. Ama hadîs kitabı okumakla hadîsle amel etmek, yani hadîsten hüküm çıkarmak farklı şeylerdir. Onun için âlimlerimiz Riyâzu’s-Sâlihîn gibi kitaplar yazmıştır. Sade vatandaş da okusun, Efendimizin bir mü’minden ahlâkî anlamda nasıl olmasını istediğini kavrasın diye... Bununla birlikte Efendimizin hadîslerini okumak istiyorsak şayet, muhakkak şerhleriyle birlikte okumamız gerekir. Belki Arapça bilmeyenlerin buna imkânı yoktur. O halde Arapça bilmeyenlere Rİyâzu’s-Sâlihîn’in Türkçe şerhini; Kütüb-i Sitte’nin İbrahim Canan ve Kemal Sandıkçı tarafından yapılan şerhlerini tavsiye etmek mümkündür.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.