Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

fatma eren

Kaygılanan Sophie önceki gün yaptığı iyilikleri sıralayarak kafasını dağıtmaya çalıştı. İlk olarak, göldeki kazları (aptal çocukların onlara attıkları peynirin etkisini dengeleyecek doğal bir müsil olan) mercimek ve pırasayla beslemişti. Ardından kasabanın yetimhanesine ev yapımı Tarata aromalı yüz temizleyici yardımı yapmıştı (şaşkına dönen görevliyede ısrarla belirttiği gibi; "Düzgün bakım, cildinize en büyük iyiliktir."). Son olarak, insanların arada gidip makyajlarını tazeleyebilmeleri için kilisenin tuvaletine ayna koymuştu.
Reklam
Sophie ona özel yemekler pişirmemiş olabilirdi ama kendisinin en sevdiği yemekleri koymuştu babasının önüne: pancar püresi, haşlanmış brokoli, kaynamış kuşkonmaz, buharda ıspanak. Belle' in babası balon gibi şişerken, onun babası ev yapımı kuzu yahnileri ve peynirli sufleleri mideye indirmediği için zayıf kalabilmişti.
Haklıydı. Yarı kördü ama buna rağmen, belki de bu yüzden herşeyi eskisinde daha net görüyordu.
Sayfa 275Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ayılara dikkat et," diye bağırdı Matt, onun arkasından. "Evet, tamam," diye mırıldandı Amy. "Ve aynı zamanda diş perisi için de gözümü açık tutmalıyım." "Saat üç yönünde." Amy boynunu çevirdi ve donakaldı. Aman Tanrım, saat üç yönünde gerçekten de bir ayı vardı.
Onun kendisine sahip olduğunu kurnazca ima ettikten sonra kalbinin erimesi karşısında feminist yanı kendisine sövüp sayıyordu. Ama uzun duvaklı, külah şeklinde bir prenses şapkası takmış olan içindeki çocuk, feministin kaval kemiğine bir tekme savurup ona çenesini kapatmasını söyledi.
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Marty kumral değildi! Kahrolası bir sarışındı. Sarışın, sarışın, sarışın. Ayrıntı vermek gerekirse tapioka tatlısı ışıklandırmalı, muzlu puding gölgelendirmeli bir St. Tropez sarışını.
Sayfa 200Kitabı okudu
"Keegan?" "Marty?" "Ben bir kurtadamım, değil mi?" "Evet, hem de sonuna kadar. Aya uluyan türden."
Sayfa 139Kitabı okudu
Gerçi en azından on yıldır kendime buradan taşınmam gerektiğini söyleyip duruyordum. Aman tanrım! Ben on yıldır burada yaşıyormuşum!
Dahası evine büyük bir özlem duyuyordu. Evini düşününce nemli havadaki yaşlı bir adam gibi kemiklerini sızlatan bir özlem, reddedilmiş bir aşık gibi yüreğini titreten bir hasret hissediyordu.
Umarım ikinci bir cenazem olmazdı. Gerçi böyle birşey olsa, acaba beni kendi yanıma mı gömerlerdi?
Sayfa 450Kitabı okudu
Reklam
"Nasıl bu hale geldin sen ya? Doğru söyle dayak mı yedin? " "Ne dayağı kızım? Kim dövebilir senin kocanı? " "Giray şu an kucağımda, kafanda iğne oyalı bir yazmayla yatıyorsun. Üstelik şaşı bakıyorsun ya! "
Sayfa 249Kitabı okudu
Kalp atışları hızlanmış hiç yaşamadığı duygular sarmıştı dört bir yanını. İçinde birşeyler kıpırdıyordu sanki. Kuş, kelebek diye düşünüp kendi kendine güldü. Hadi ama bunlar fazla kızsal. Olacaksa şahin, kartal falan olsun.
tam tersine biri çıkıp da onu öldürmelerini engellesin diye akla gelebilecek her çareye başvurmuşlar ama bunu sağlamayı başaramamışlardır.
"Bacaklarımda beyin parçaları var! " diye bağırdı, ölmekte olan vampiri kesip biçmeye devam ederken.
Sayfa 304Kitabı okudu
O yüzden onun yerine, eski dostum "Yedek Parça" lakaplı 1 numaralı yüzey aracına gittim ve onun ısıtıcısını çaldım. O zavallıyı o kadar çok yağmaladım ki sanki kasabanın belalı kısmına park etmişim gibi duruyor.
Sayfa 130Kitabı okudu
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.