Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"figüran"..
1945’te kampın kurtuluşundan hemen sonra Bergen-Belsen’de çekilen bir İngiliz filmi birkaç yıl önce halka sunuldu. Toplu mezarlara yığılmış ya da eski kamp muhafızlarının omuzlarında taşınan binlerce çıplak cesedin, SS’lerin bile adını koyamadıkları bu işkence görmüş vücutların görüntüsüne dayanmak zordur (tanıkların ifadesinden öğrendiğimiz kadarıyla, bunlara hiçbir koşulda “ceset” ya da “kadavra” denmiyordu, basitçe Figuren, yani piyon veya kukla olarak söz ediliyorlardı).
Sayfa 50 - bağımsız kitaplar, pdf
Hepimiz kendimizden başka herkesin figüran olduğu bir yazgıda başrolde değil miyiz? O hâlde neden kendi hayatımızın öznesi olmak yerine başkalarının nesnesi olmakta ve başkalarının hayatlarına seyirci kalmakta ısrar ediyoruz?
Reklam
Kendi hayatımın oynandığı sahnede figuran olmayacağım.
Epsilon YayınlarıKitabı okudu
Televizyonda başına bir şey geldi mi başrol oluyorsun, hayatta başına bir şey geldi mi figüran.
Hayatını filme çekse biz başrol değil, yalnızca figüran oluruz.
Başrolde başladığım filmi figüran olarak bitirmiş gibi hissediyordum kendimi.
Reklam
Hayat senin; hayatında figüran bile olmayacak insanların başrol değeri verirsen, kendi hayatını yaşayamazsın. Önce kendine sonra hayatına yabancı olursun.... vesselam...
❝ Ben nasıl onun hikayesinde bir figüransam, o da benim hikayemde bir figüran. ❞
Eksik olan bir yanı vardı aşkımızın bir filminde üç beş figüran dövüp ata binmemesi gibi Cüneyt Arkın'ın
1.000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.