Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SEMERKANT'TA MATÜRİDİLİĞİN ARKA PLANI OLARAK HANEFiLİK
Dinin farklı bir cografyadaki Tezahürü: Din, Dini Düşünce ve Çoklu Kültürel Yorumlar/Mezhepler Kur'an-ı Kerim, yorumlandığı farklı kültür ortamlarında ve coğrafyalarda, farklı anlam evrenleri yaratmıştır. Bu aynı zamanda İslamın tarihte farklı görünümleri demektir. Mekke ve Medine'de yorumlanıp yaşanan İslamla Şam, Mısır, Bağdat, İstanbul,
♦️ Namazda Konuşmak! ♦️ 💭 Muaviye b. Hakem es-Sülemi (r.a.) anlatıyor. ✨ Kendisi henüz yeni Müslüman olmuştu. 🌠 Bir gün Resulullah’la (a.s.m.) birlikte namaz kılıyordum. Cemaatten biri hapşırdı. 🌙 “Yerhamükallah (Allah sana rahmet etsin)” dedim. Halk bana ters ters baktı. Ben namaz içinde: 📝 “Vay anasını! Niye bana böyle bakıyorsunuz?”
Reklam
“Evet biz kelâm münakaşalarına giriyorduk. Ancak karşımızdakinin yanılması korkusuyla sanki başımızda ürküp kaçıverecek bir kuş var gibi dikkatli idik. Siz ise kelâm münakaşalarına giriyor ve karşınızdakinin ayağının kaymasını istiyorsunuz. Arkadaşının yanılmasını isteyen kişi, onun küfre gitmesine sebep olabilir. Arkadaşının küfre gitmesini isteyen ise ondan önce küfre gider.”
‪“Maddeye bağlanarak kalpleri kararmamış olanlar dünyada hayır, şer ve eşyanın sırlarını görür, her şeklin zâhirinden bâtınına bakıp hakiki mânâsına nüfuz eder.”‬
“Günahlardan herhangi biri sebebiyle, onu helal kabul etmedikçe, bir mümine kâfir demeyiz. İşlediği günah büyük de olsa bu böyledir. Ondan imân ismini gidermeyiz ve onu hakiki mümin olarak isimlendiririz. Onun kâfir değil de fâsık mümin olması mümkündür.”
Reklam
“Aklını kullanıp delil yoluyla değil de başkasını taklit ederek imân etmek câizdir ve bu imân sahihtir. Ancak imânı delille kuvvetlendirmediği için günahkârdır.”
Uslübe gel...
Ebû Hanîfe ilim hayatının başlangıç dönemlerinde kelâm ilmi ile meşgul olduğu halde sonraları oğlu Hammad'ı ve diğer talebelerini bu ilimle meşgul olmaktan menetmiştir. Bunun üzerine oğlu Hammad bir defasında kendisine şöyle demiştir: “Bizi kelâm ilmi ile ilgili münazaralarla meşgul olmaktan menediyorsunuz, halbuki siz kelâm'a ait meselelerle meşgul oluyordunuz.” Buna karşılık Ebû Hanîfe şöyle cevap vermiştir. “Evet biz kelâm meseleleri hakkında münakaşa ediyorduk, fakat başımızın üstünde bir kuş varmış gibi aklımızın başımızdan uçmasından korkan kimsede olduğu gibi arkadaşımızın yanılmasından korkardık. Halbuki sizler kelâm münakaşalarına giriyor ve arkadaşınızın yanılmasını, ayağının kaymasını istiyorsunuz. Arkadaşının yanılmasını isteyen kişi, onun kâfir ve sapık olmasını istiyor demektir. Arkadaşının kâfir olmasını istemek ise küfürdür.”
Muhammed b. Mukatil'den nakledildiğine göre bir kimse İmam Azam'a şöyle bir soru sordu: “Şu kimse hakkında ne dersiniz ki; Allah'tan korkmaz, cehennemden korkmaz, ölü eti yer, rükû ve secdesiz namaz kılar, görmediği şeye inanır, Hakk'a buğz eder, fitneye sevgi besler..” İmam Âzam'ın meclisinde bulunan arkadaşları bu soruya cevap vermekten aciz kalarak, bu kimsenin durumu müşkildir, dediler, İmam Âzam Hazretleri ise bu soruya karşılık şöyle cevap verdi: “Bu öyle bir kimsedir ki, Allah'ın rızasını ister. Cennet istemez. Allahtan korkup Cehennem ateşinden korkmaz. Rükû ve secdesiz olan cenaze namazı kılar. Allah Teâlâ'yı görmediği halde birliğine iman ve şehadet eder. Ölümün hak olduğuna inanır, fakat onu sevmez. Mal ve evlad fitnedir, fakat bunları sever. Müslüman kardeşini dedikodu ettiği için ölü eti yemiş olur.” Bu cevap karşısında soru soran kişi kalkıp İmam'ın elini öptü ve şahidlik ederim ki, sen ilmin hazinesisin, dedi.
265 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.