Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ülkenin genel durumu
Türkiye'nin genel değerlendirmesine gelince, milli borçların başarıyla konsolide edilmesinin yarattığı olumlu izlenime rağmen vatandaşların maddi durumlarının değişmemesi ülkede pek az düzelme olduğuna işaret etmektedir. Bu dönemin hastalıklarını ve zorluklarını tümüyle yerli ve yabancı Hıristiyanlardan fersah fersah geri kalmış olan Müslüman halk
Bu bir kısa hal tercümesidir.
Ali Suavi Çankırı'nın Çay kö­yünden İstanbul' a gelerek kâğıt mühreciliği (yazılma­ya hazırlama) yapan Hüseyin Efendi'nin oğludur. Aksaray'da doğmuştur. Mekteplerde ve medreseler­ de okumuştur. Rüştiye öğretmenliği imtihanlarnı bi­rincilikle kazanmıştır. Simav ve Bursa rüştiyelerinde hocalık etmiştir. İstanbul'a dönerek bir müddet son­ra Filibe rüştiyesine tayin edilmişse de orada cemaat teşkilatı yaptığı için azledilmiştir. Tekrar İstanbul' a ge­len Suavi Muhbir gazetesinde heyecanlı makaleler yazmaya ve camilerde vaazlar vermeye koyulmuştur. Yazıları ile vaazlarından bir kısmı iyi karşılanmadığı için Kastamonu'ya sürülmüştür. 1869'da buradan Av­rupa'ya kaçarak Mısırlı Mustafa Fazıl Paşa'nın Genç Osmanlıları arasına katılmıştır. Londra'da Muhbir ve Paris'te Ulûm gazetelerini neşretmiştir. Alman ordu­ları Paris'e yaklaştığı vakit, Lyon'a giderek "Muvak­katen" adı altında bir küçük gazete çıkarmıştır. Be­şinci Murad tahta çıkınca İstanbul'a gelerek Basiret gazetesinde çalıştığı sırada Mekteb-i-Sultani (Galata­saray Lisesi) müdürlüğüne geçirilmiştir. Abdülhamid kendisini bu müdürlükten azletmiş, altı ay işsiz kal­mıştır. Beşinci Murâd'ı tekrar tahta çıkarmak için giz­li bir cemiyet kurmuş ve 20 Mayıs 1878'de 500 kadar Rumeli muhaciri ile Çırağan Sarayı'na hücum etmiş­tir. Beşinci Murad'ı dairesinden çıkarmış iken, vaka yerine yetişen Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa'nın so­pası ile ölmüştür. Yıldız yakınlarında gömülü ise de mezarı belli değildir.
Reklam
Vakit buldukça çıkar :)
1314 yılında Filibe'de Sada ismindeki gazetesini çıkarıyor Ubeydullah efendi. Gazetenin başlığında şöyle yazar : "Sada - Vakit buldukça çıkar"
Sayfa 286 - Dergah Yayınevi 1.baskı
"Belgrad Seferi esnasında Osmanlı ordusunda fil de vardı. Kanuni'nin bu ilk seferine Edirne, Filibe ve Sofya medreseleri talebeleri (softalar) iştirak etmişlerdi. Belgrad bu tarihten itibaren Avrupa seferlerinde Osmanlı ordusunun en mühim üslerinden biri olmuş ve Dârü'l-cihad adını almıştır."
Sayfa 312 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
207 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Filibe bağrından Ahmed Hilmi gibi bir (Türk edebiyatının ilk felsefi eserini/roman yazan) mutasavvıfı çıkaran şehir. Bugünkü Plovdiv (Bulgaristan'ın ikinci büyük şehri) olan Osmanlı şehri. Eserde de o dönemin yansımalarını bulmak pekâlâ mümkün. Raci’nin fikir çatışmalarıyla geçen manevi seyahatlerini anlatan harikulâde bir eser. Mitoloji üzerine sohbetlere de rastlayacağımız (adından da anlaşılacağı üzere) oldukça derinlikli bir kitap. Keyifle okuyacağınıza kefil olmanın mutluluğuyla...
A'mak-ı Hayal
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Kurtuba Kitap · 201116,9bin okunma
"Filibe Konsolos Yardımcısı Bay Calvert, bu yılın yirmi dokuz ağustosunda yazdığına göre Hıristiyan kaymakamlardan aslen Bulgar olan Yovanço Efendi, geçen mayıs ayında vuku bulan bu büyük mezalimden memnun olduklarını belirtmiştir.Bu katliamlar, Bulgaristan'daki Hıristiyanların haklarını ve bağımsızlıklarını elde etmek gayesiyle genel bir ihtilale dönüştürmek için hesaplanmış ve planlı bir şekilde asiler tarafından sahnelenmiştir."
Reklam
24 Ekim 1999, Filibe
Şehir yedi tepe üstünde kurulmuş İsimleri bugün de Türkçe anılıyor Nebet tepe, Canbaz tepe, Sahat tepe..
Sofya'dan bir gece vakti geçerek Filibe'ye doğru yollandılar. Kış iyice bastırmış, karlar dört yanı bürümüştü. Deli Kurt, soğukta daha çok sızlayan sol pazısına aldığı yarayı düşünmüyordu bile. Osmanlı Devletinin kuruluşundan beri Aksak Temür Beğ'le yapılan kırk yıl önceki Ankara Savaşı müstesna, böyle bir yenilme görülmemişti. Haydi, öteki yeniliş hiç olmazsa Çağataylıya karşı olmuştu. Onlar da Türk'tü. Ya bu seferki? Macar, umduklarından da zorlu çıkmıştı. Deli Kurt, üç yıllık tutsaklığının öcü alınmadı diye kızıyor, Gökçen'e kavuşma gecikti diye de kendi kendini yiyordu.
Sayfa 196 - ÖTÜKENKitabı okudu
211 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.