(1)
Bay_' ın kafasını kırman lazım önce, dedi. Cenneti sonra düşünürsün.
(2)
Harpo' dan bıktım, dedi. Evlendiğimizden beri tek düşündüğü bana lafını geçirmek. Karı değil, köpek arıyor kendine.
(3)
Dünyanın düzeni böyle. Biliyorum. Ama eğer böyleyse neden kalbim sızlıyor bu kadar?
(4)
Ne diye dövüyor seni, diye sordu.
Ben olduğum ve sen olmadığım için, dedim.
(5)
Yüzünü Harpo' ya çevirdi. Harpo, dedi, beni gerçekten seviyor musun, yoksa sadece rengimi mi seviyorsun?
(6)
Tuhaf geliyor dedi Bay__' la bana. Öyle birden bire. Gramofona benzetiyorum. Evin köşesinde ses çıkarmadan bir yıl ölü gibi dur, sonra biri bir plak koysun, birden hayata dön.
(7)
Dedi ki, "köle" gibi deme anne.
- Ne demeliyim (...)
- Tutsak, dedi oğlu.
(8)
Ne kadar cahil olduğumu fark etmemiştim, Celie. Kendi hakkımda bildiğim bir gıdım şey fındık kabuğunu bile doldurmazmış! Bayan Beasley öğretmenlik hayatı boyunca gördüğü en akıllı kız olduğumu söylerdi bir de! Ama ona bir şey için teşekkür borçluyum, bana kendi kendime öğrenmeyi öğrettiği için, okuyarak, çalışarak ve yazımı güzelleştirerek. Ve bir de içimdeki öğrenme isteğini canlı tutarak.
(9)
Celie, bu dünyada bizim de bilgilenmemizi isteyen siyahlar var! Gelip ışığı görmemizi isteyen! Hepsi babam ya da Albert gibi kötü ya da anam gibi ezilmiş değiller.
(10)
Celie, süslü desenleri olan parlak mavi kumaşlara sarınmış ışıl ışıl kuzguni siyah insanlarla dolu bir kenti gözünün önüne getirmeye çalış. İnce uzun boylular boyunları da uzun, sırtları dümdüz. Gözünde canlandırabiliyor musun, Celie? Çünkü bana ilk kez siyah görüyormuşum gibi geldi.
Koçero - Vatan Şiiri
keklik serer palazını tenha kayalıklara
uçurur korkusunu
kara diken savurur tohumunu
kurtulur korkusundan
orda bir dağ
orda bir tas
Elinde bir fındık dalı, ıslık çalarak kırlarda yürüyordu; ardından da dili sarkmış, alacalı bir köpek koşuyordu. Nedense sık sık düşlerime girmeye başladı Maksim Savvatyeviç; besbelli ruhu azap içinde...
Ukraynalı Oxana Malaya 3 yaşındayken bir gece alkolik ebeveynleri tarafından dışarıda bırakılır ve kaybolur. Aradan 5 yıl geçtikten sonra 8 yaşındayken bir köpek kulübesinde melez köpeklerle birlikte bulunur. Bulunduğu sırada bir insandan ziyade bir köpek gibi davranmaktadır. Sadece "evet", "hayır" diyebilmekte, onun dışında
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan
_Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri
_Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız
_Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran
_Yılan
_Amacımız kendi hayatlarımızın efendisi olmak.
_Bizler, ruhani deneyim yaşayan insanlar değiliz. Bizler, insani deneyim yaşayan ruhani varlıklarız.
_Konuşmadaki biIgeIik ve dinIemedeki kibarIık ile ruhun hazineIeri ve kişideki ahIaki oIgunIuk açığa çıkar.
_Cahiller yola gelmez. Cahilleri yola getirmektense parçalamak daha kolaydır.
_Her şey
Fındık hikayenin başkahramanı. O bir köpek ancak sopa yakalamaktan hiç hoşlanmayan bir köpek. Kendisinde gariplik olduğunu düşünüyor Fındık. Bütün köpek arkadaşları bu oyundan hoşlanıyor çünkü. Bu düşünceler içindeyken yoluna çıkan ördek arkadaş onun kafa karışıklığını çözüyor. Kendisinin diğer ördekler gibi suya girmeyi sevmediğini ve bu durumda olan bir sürü hayvan arkadaşları olduğunu anlatıyor inek, fare, kedi ve daha fazlası. Bu hissi yaşayan hayvanların hepsi bir araya geliyor ve ortak sevebilecekleri oyunlar üretiyorlar. Bunu gören başka arkadaşları da katılıyor oyunlara. Hikayenin sonunda Fındık mutlu. Artık oyunlar sadece sopa kovalamaktan ibaret değil.
FındıkClaire Mowat · İş Bankası Yayınları · 202023 okunma
keklik serer palazını tenha kayalıklara
uçurur korkusunu
kara diken savurur tohumunu
kurtulur korkusundan
orda bir dağ
orda bir tas
bir pınar
dağ ardında
Kitabın ismi ilgi çekici ve yazarı meşhur ve eser klasiklere girmiş, ee okunması lazım…
Ünlü bir profesör sokak köpeğini ameliyat ediyor ve hipofizini ( beynimizin içinde bulunan ve vücut hormanal yönetimini kontrol eden fındık kadar hormonal bez )değiştiriyor. Ve köpek insanlaşıyor, yürüyor, konuşuyor, nakledilen insana dönüşüyor. Huyu suyu da. Profesör ve ev halkı ile köpek/insan bir arada olunca zorluklar, gerilimler had safhaya tırmanıyor.
Bu görünen tarafı, gerçekte ise ;
Tıp eğitimli Rus yazarımız, baskılar nedeniyle, söyleyemediklerini bu roman üzerinden kinayelerle anlatıyor.
Yeni rejimin, yeni bir Sovyet insanı yaratma ideallerini, gerçek tarihler, rakamlarla vurgulayarak anlatıyor.
Bir Rus için çok anlamlı olan detaylar, benim ilgimi çekmediğinden, bitsin artık moduna geçtim.
Öykünün sonu ise akıllıca bağlanmış, güzel kapanış
yapılmış. İyi okumalar.
Köpek KalbiMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201918,8bin okunma