Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Savaş
“Ülkenin fakirleşmesi ordunun uzak sefere çıkmasındandır; uzak sefer halkı yoksullaştırır. Ordunun yakınında fiyatlar yüksek olur, fiyatlar yüksek olursa halkın ekonomik gücü tükenir. Ekonomi iflas edince acilen zorla özel vergiler tahsil edilmeye başlanır. Güç tükenir, elde avuçta bir şey kalmaz, ülke halkı, her aile dara düşer. Böylece giderlerin onda yedisi halkın omuzlarına yüklenir.”
DARBOĞAZLAR VE ÖNLEMLER: FINANSAL SİSTEM SORUNLARI
Ancak ABD dolarının uluslararası para olması yalnız ABD'de yerleşikleri ilgilendiren bir olgu değil. Günümüzde uluslararası ticaret ile ilgili ödemelerin yarıya yakın bir bölümünde ödemeler ABD doları üzerinden yapılıyor, buna karşılık ABD'nin dünya ithalat-ihracat hacmi içindeki payı yüzde 10 dolayında bulunuyor. Yani doların dış ticarette kullanımının büyük bir bölümü, ABD'nin taraf olmadığı, diğer ülkeler arasındaki işlemlerde gerçekleşiyor. ABD dışındaki ülkeler arasındaki ticaretin önemli bölümünde, örneğin Çin ile Türkiye arasında, fiyatlar genellikle dolar üzerinden belirleniyor ve ödemeler büyük ölçüde dolar olarak yapılıyor. Dış ticaretin yanında, doların bazı ülkelerde, bazı dönemlerde yurtiçi kullanımda da yerli paranın yerini aldığını da görebiliyoruz. ABD doları finansal işlemlerde, özellikle de döviz piyasalarında, daha da baskın bir role sahip bulunuyor. 2013 başlarında tüm dünyada günlük hacmi 5 trilyon dolar idi.
Reklam
Ahir zaman insanı
Kendinden başkasını düşünmez İnsanlık boykotu nedir bilmez Ağzı Müslüman kalbi münafık Ahir zaman insanı Çocuklar ölürken gözlerini kapatır İnsanlar açken yediğini paylaşır Lüks restoranlarda yemek yer Fiyatlar pahalı diye boykot başlatır Bebekleri bile ırka göre dışlar Hayvan haklarını ayakta alkışlar Bedeni insan, ruhu hayvan Ahir zaman insanı
Arkadaşlar bu fiyatlar şaka mı ?
Korsan kitaba hayır, emeğe saygı diyorum fakat bu fiyatlara sürekli kitap alıp kütüphanemi genişletmek rüya artık 🤦🏻‍♀️
satışa yüz kadar kitap ekledim. kitaplar sıfırdan farksız, fiyatlar makul. meraklısını beklerim. instagram.com/kpksahaf
1918’de oradaki 700.000 kişilik nüfusun yalnızca 60.000’i Yahudi idi. Geriye kalanlar, çoğu yarıcılık yapan Arap halktı. Ama Britanya’nın Filistin üzerindeki manda yönetimi hakkından vazgeçtiği 1947’de Yahudilerin sayısı on kattan fazla artarak 650.000’e çıkarken, nüfusu üç kattan az artan Arapların nüfusu 2.000.000 olmuştu. Bu fark, Britanya yönetiminin izin verdiği büyük ölçekli Yahudi göçünü yansıtıyordu. Avrupalı ve Amerikalı hayırseverler, Siyonistlere bol mali kaynak sağlıyordu. Böylelikle topraklarını bilfiil kullanmayan Arap mal sahiplerine cazip fiyatlar teklif edip arazi satın alabiliyorlardı. Siyonistlerin toprak hırsızlığı ve Britanya’nın Arap protestolarını zorla bastırması, 1936-39 Filistin Ayaklanmasını tetikledi. 20.000 Britanya askeriyle birlikte savaşan Siyonist milisler ayaklanmayı bastırdılar. 5.000 kadar Filistinli öldürüldü. Ardından Britanyalılar, gerilimi azaltmak için Yahudi göçünü sınırlamaya çalıştılar. Bu politika 1940’larda onları, kendilerine güvenleri giderek artan Siyonist milislerle silahlı çatışmaya sürükledi. Filistinlilerin yenilgisi, Britanya’nın besleyip büyüttüğü Siyonist hareketin artık kendi başının çaresine bakabilecek güce kavuştuğunu gösteriyordu.
Reklam
Stalin’in “mucizevi” sıçraması:
Katlandıkları acılar anlamında insanlara muazzam bir bedel ödeterek topluma zorunlu sanayileşmeyi dayatmanın tek kelimeyle gaddarca olduğu görüldü. Tüketim, ağır sanayiye yapılan yatırımlara kurban edildi. Tüketim mallarına nazaran fabrika, makineler ve hammaddelere ayrılan yatırımların oranı 1927/28’de %33 iken, 1932’de %53’e ve 1950’de %69’a çıktı. Sonuç kıtlıklar ve kuyruklar oldu –gerçi olması gerekenden daha azdı çünkü aynı zamanda ücretler de altı yıl içerisinde tahminen %50 düşürülmüştü. Artan şehir nüfusunu beslemek ve yabancı makine ithalatını karşılamak için köylünün tahılına el konuldu. Bu nedenle, 1929’da dünya piyasalarında fiyatlar çöktüğü zaman en az üç milyon işçi açlıktan hayatını kaybetti. Hâla yeterli değildi. Devlet, “tarımda kolektifleştirme” (devlet kontrolü) politikasını ilan etti. Kulak (piyasa için üretim yapan zengin köylü) olmakla suçlanan milyonlarca köylünün mülküne el konuldu ve bu insanlar başka yerlere sürgüne gönderildi. Birçoğu hayatını kaybederken kalanlar gulaglarda köle işçi olarak çalıştırıldı. Sibirya gulagları, durmaksızın genişleyerek Stalin’in güvenlik aygıtının yönettiği dev bir köle imparatorluğuna dönüştü. 1928’de 30.000 olan tutuklu sayısı 1931’de 2 milyona, 1935’te 5 milyona ve 1930’ların sonuna gelmeden de muhtemelen 10 milyonun üstüne çıktı. Milyonlarca kişi polis kurbanı oldu; yıllık can kayıpları 1930’da 20.000’den 1937’de 350.000’e yükseldi.
Artık kitap fiyatları da dahil bütün fiyatlar enflasyonla arttı; ancak okumanın maliyeti, kitapları ödünç almak yerine satın alsanız ve çok sayıda dergiye abone olsanız bile tütün ve içki içmenin toplam maliyetini aşmaz.
Sayfa 11 - Sel YayıncılıkKitabı yarım bıraktı
Tekelcilik yapan bütün psikoposluk meclisi üyeleri pataklanmayı,yakalarından tutulup pirelerinin silkelenmesini,kenelerini ayıklamak için derilerinin yüzülmesini hak ediyor.Şerefsizlikten bir an olsun çekinmeden manastırlarınızda hırsızlama elde edilmiş tahıllar istifliyorsunuz,zavallı aile babası hiçbir şey bulamayıp karısıyla çoluk çocuğuyla açlıktan ölse de.İste bu yüzden fiyatlar bu kadar yükseliyor.Her şey ateş pahası!Muhasebe defterlerinize yuvarlanmış rakamlar yazıp sadece ufacık mebleğlar veriyorsunuz borç olarak.Doluyu,donu,kuraklığı ellerinizi ovuştura ovuştura neşeyle karşılıyorsunuz.Ruhban sınıfının aşırı bolluğu midemi bulandırıyor!Korumaları gereken kuzularla karınlarını doyurduklarını görmekten tiksiniyorum!
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.