‘Cumhuriyet’ kavramı üzerine
“Kavram olarak ‘Cumhuriyet’ Arapça telakki edilir. Kökü hiç şüphesiz ki Arapçadır, fakat Arap dünyasında bir uygulama hâlinde mevcut değildi. ‘Cumhur’ daha çok Farslarda ve dilimizde ‘topluluk, taife, ahali, kalabalık,’ gibi anlamlarda kullandığımız, İtalyanca ‘la gente’, Fransızca ‘le gent’, Almanca ‘die Leute’, Slav dillerinde ‘lyudi’yi karşılayan bir kelimedir. ‘Cumhur’ kelimesi Osmanlı Türkiyesi’nde monarşi muhalifi Türkler tarafından ‘cumhuriyet’ hâline getirilmiştir. Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı kelimelerden biri olan ‘republique’ sözcüğünün karşılığıdır. Aslında ‘res publica’ Yunanca ‘politeia’dan; yani ‘devlet, devlete ait olan’ anlamındaki kavramdan gelmedir. Tespitlere göre ‘res publica’yı ilk defa ünlü hatip Cicero, ‘Roma kamu varlığının şahsiyeti veya mülkü’ anlamında kullanmaktadır…”
Fransızca Sayılar
“Dilimizdeki sayılarda dört işlemden herhangi biri yapılarak ulaşılan bir sayı pek görülmemektedir. Fakat Fransızcada sayılar yükseldikçe, yapılan işlemler bir hayli kafa karıştırıcı olmaktadır. Mesela 92 (doksan iki) sayısının Fransızcadaki hâli: ‘quatre-vingt-douze’dir. Bu adamlar bu üç sayıyı almış, önce 4 ile 20’yi çarparak 80’i bulmuşlar, sonra da 12’yi ekleyip nihayetinde 92’ye ulaşmışlar. Bu tarz işlemleri neredeyse tüm büyük sayılarda hiç üşenmeden yapmışlar. Elimiz değmişken bir örnek daha verelim ki iyice pekişsin: 78=soixante-dix-huit. Yani, 60 ile 10’u topluyor, 8’i ekleyip çok şükür ki 78’e ulaşıyoruz. Bunun bir de ‘soixante-quinze’ hâli var ki evlerden ırak;) Fransızca beni yorduğu için birazdan devam edeceğim. Tavsiyem odur ki siz de biraz dinlenin. Yatıp kalkıp üst düzey bir pratikliğe sahip olan Türkçe için şükretmek gerektiğini, özellikle diğer dillerdeki sayıları görerek anlamış bulunmaktayız. Çünkü dil, insanı yormamalıdır.”
Reklam
Atatürk’ün Kütüphanesi ve Okuma Aşkı
“Atatürk’ün kütüphanesi, Çankaya’da eski köşkünün içinde, köşe bir odadaydı. Bir kısmı camlı, bir kısmı da kapalı dolaplarla kaplıydı. Her konuda, yani askerî, tarihî, edebî, hukukî kitapları, ama en çok tarihî kitap bulunurdu. Kütüphanesi çok zengin bir kitap kaynağına sahipti.. Atatürk’ün kitap okuma zevki ve kitap tutkusunun ta çocukluk yıllarından başladığını herkes bilmektedir. Benim çalışmaya başladığımın ikinci yıllarıydı, tahminen 1929 gibi, Fransızca kitaplara çok merak salmıştı ve Fransa’dan özel olarak getirtirdi. Gençliğinden itibaren zaman zaman roman okumaya da çok meraklıydı. Bilhassa Reşat Nuri Güntekin’in ‘Çalıkuşu’ ile Aka Gündüz’ün ‘Dikmen Yıldızı’ romanlarını çok severek okuduğunu bizzat kendisinden duymuştum. Bunun yanısıra hukuk, ekonomi, sosyoloji dalında da çok okumuştur. Bu çalışmaları yaparken masasında daima lügatlerini de bulundururdu. Kitaplar, kâğıtlar, kara tahta, not defteri, kalemler ve lügâtlar onun değişmez aksesuarlarıydı. Okumayı o kadar severdi ki, kültür sahibi olmak onun için çok önemliydi…
Sayfa 54 - Atatürk’ün Kütüphanecisi O’nu Anlatıyor…Kitabı okudu
bir şey söylendiği an yapılmış demek-miş :)
Hiçbir şey şaşırtmaz bir Amerikalıyı. 'Olanaksız' sözcüğünün Fransızca olmadığı pek çok kez söylenmiştir; bu sözcük konusunda sözcükler tarafından yanıltıldık besbelli. Amerika'da her şey kolay ve basittir mekanik güçlere gelince bunlar da daha doğmadan ölürler. Hiç bir gerçek Yanki, tasarım ve gerçekleşmesi arasında en küçük bir güçlük belirtisi görmezdi. Bir şey söylendiği an yapılmış demekti.
Barış
Arkadaşımdır benim...Onun adı “Dövüşmeyeceksin ! Yakıp yıkmayacaksın! Silah kullanmayacaksın ! Tanımadığın insanların üstüne bomba yağdırmayacaksın ! Çince: Ho Fing, Rumca: Irini, İngilizce: Peace, Almanca: Frieden, Rusça: Mir, Fransızca: Paix, Arapça: Sulh, İspanyolca: Paz, Türkçe: Barış.... Bütün dillerin en güzel sözcüğü...!
Sayfa 127Kitabı okudu
Üsküdar Sanayi Mektebi Fransızca Öğretmeni Zeliha Hanım;
Türk ölür ama namussuz yaşayamaz. Türk ölür fakat toprağından bir karış vermez.!..
Sayfa 196 - Milli Mücadele Döneminde Türk Kadını
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.