Friedrich Nietzsche, bunu "Bir, bir şeydir," diye formülleştirmişti. Buna göre lazım olan, öznel açıdan varoluşsal önem arz eden tek şeyle veya az şeyle meşgul olmaktır sadece: O ödevle, o fikirle, o erekle, o ilişkiyle. Bilhassa bir hayat krizine girdiğinde ve hasta düştüğünde insan, yeni bir başlangıç için veya değişmez olanla bağ kurmuş bir hayat için gereken enerjilerini böylece aktive edebilir. Başkaları da ihtimam göstererek destekleyebilirler onu, acil hallerde kendini buna bırakmak, insana iyi gelir - sonra insanın kendine özen gösterme işini hemen tekrar kendisinin devralıp hayatı içindeki yolunu yeniden bularak, ona ihtimam göstermiş olanları sevindirmesi gerekir.
Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eserinde “son insanın” küçük mutluluğunu alaya alan (“Gündüz için küçük hazları, gece için küçük hazları vardır”, Zerdüşt’ün Öndeyişi,) Friedrich Nietzsche bile, birkaç yıl sonra Ahlâkın Soykütüğü Üzerine başlıklı metninde (üçüncü bahis, 14), icat ettiği yeni insana bir mutluluk hakkı tanıyacak kadar ileri gitti. Bu haklarını alabilmeli ve mutsuzların durumunu gözetmeyi de fazla abartmadan kullanabilmelidirler. Bir iktidar meselesi midir, gelecek zamanların bir önden zuhuru mudur mutluluk?
İnsanlar geçmişte de olduğu gibi köleler ve özgürler diye ikiye ayrılır. İster devlet adamı olsun, ister tüccar, memur ya da akademisyen; kendine gününün üçte ikisinden azını ayıran herkes köledir.
Friedrich Wilhelm Nietzsche
İki temel sorunu var insanlığın. Adaletsizlik ve anlamsızlık. Birine karşı hukuku bulduk, diğerine karşı sanatı. Ama insanlar hukuka ulaşamadı. Ve sanat insanlara.
Friedrich Wilhelm Nietzsche
En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı.
Friedrich Wilhelm Nietzsche
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar.
_Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım.
_Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini