CENÂB-I HAK NEFSE DEMİŞ Kİ...
"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Sayfa 294 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Ğaşiye Suresi
19.Doğrusu inkarcılar bir yalanlama içindedirler.
20.Oysa Allah onların arkalarından kuşatmıştır.
21.Şüphesiz o (asılsız saydıkları kitap) şanı yüce bir kur'an'dır;
22.Levh-i mahfüzdadır.
( Kur'an'ın hiçbir zaman tahrif edilemeyeceğini, her dönemde bütün keyfi ilâvelerden, çıkarmalardan ve lafzi değişikliklerden korunacağını ifade eden bir terimdir.)
Sayfa 591Kitabı okuyor
♡ O gün, bazı yüzler korku ve zillet içerisindedir.
Çalışmış, yorulmuştur.
Kızgın ateşe girecektir.
Son derece kaynar bir çeşmeden (su) içirilir.
Onlar için ( zehirli, pis kokulu, boğazı parçlayan) ~Dâri~ dikeninden başka bir yiyecek yoktur.
Ne doyurur ne de açlığį giderir.
(Ğaşiye, 2,3,4,5,6,7)
Sayfa 591Kitabı okuyor
Sonra doğrusu onların hesabı(nı görmek) de ancak bize aiddir.
Ğâşiye,26
Şübhesiz onların dönüşü, ancak bizedir.
Ğâşiye,25
Ğâşiye Süresi
18- Ve göğe (bakmıyorlar mı), nasıl yükseltilmiş?
19- Ve dağlara (bakmıyorlar mı), nasıl dikilmiş?
20- Ve yere (bakmıyorlar mı), nasıl yayılıp döşenmiş?
(Onlar) hiç deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmış?
Ğâşiye,17
Birtakım yüzler vardır ki o gün zelildir!
Ğâşiye,2
Ölüm döşeğinde, "Arap ceziresinde iki din bir arada olmayacak" diyerek İslam dünyasına hoşgörüsüzlük duygusunu miras bırakmıştır. Onun bu vasiyetini yerine getirmek için 1400 yıl boyunca İslam devletlerinin amacı "cihat" olmuştur. "Müşrik" bildikleri halkları kılıçla Müslüman yapmışlardır; örneğin Orta Asya'daki yüz binlerce Türkün kafaları kesilmiştir. Kitaplılardan (yani Yahudilerden ve Hıristiyanlardan) İslama girmeyenleri "cizye" (yani "kafa parası") vermeye zorlayıp ikinci sınıf insan durumunda tutmuşlardır. Şimdi durum buyken, İslam şeriatının hoşgörü dini olduğunu ya da başka dinlere saygılı olduğunu ya da zorlamaya başvurmadığını söylemek mümkün olur mu? Pek muhtemeldir ki, bu soruya karşı İslamcılar, hoşgörü kılığındaki bazı buyrukları öne süreceklerdir ki bunlar arasında, "Ey Muhammed! Sen öğüt ver. Esasen sen sadece öğüt vericisindir. Sen onlara zor kullanacak değilsin" (Gaşiye Suresi, ayet 21-22) ya da "Benim dinim bana, senin dinin sana...." ya da "Dinde zorlama olmaz" (Bakara Suresi, ayet 256) gibi örnekler bulunmakta. Hemen belirteyim ki, bu tür buyrukların hoşgörüyle ilgisi yoktur.Bunlar, Muhammed'in henüz güçlü bulunmadığı dönemde (örneğin Mekke döneminde) ortaya koyduğu şeylerdir. Medine'ye geçip de güçlenmeye başlayınca ölüm ve dehşet saçan bir siyaset izlemiştir.
Sayfa 321Kitabı okudu
Peki insanlar Devenin nasıl yaratıldığına göğün nasıl yükseltildiğini dağların nasıl dikildiğini yeryüzünün nasıl yayıldığına bakmazlar mı?
Gasiye 17-20
Kuran'dan Ayetler - 621 (Ğaşiye Suresi)
﴾21﴿ Artık sen öğüt ver, çünkü sen ancak bir uyarıcısın.
﴾22﴿ Onların üstünde egemen bir zorba değilsin.
Kuran'dan Ayetler - 620 (Ğaşiye Suresi)
﴾17-20﴿ Peki onlar devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bakmazlar mı?
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
Gâşiye Sûresi / 1.Ayet
(Dehşetiyle her şeyi) sarıp kaplayan (o kıyamet)in haberi artık sana geldi.
Gâşiye Sûresi / 2.Ayet
Birtakım yüzler o gün öne eğiktir.
Gâşiye Sûresi / 3.Ayet
(Onlar dünyada boşuna) çalışmış, yorulmuştur.
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
Gâşiye Sûresi / Açıklama
Mekke döneminde nâzil olmuştur. Ğâşiye “kaplayıp örten” demektir. 26 âyettir. Adını ilk âyetindeki aynı ifadeden almıştır.