Dün gece, ta ki Dostoyevski’yi meze edinceye kadar, her cuma gecesi gibiydi bizim için; sıradan. Dört er kişiydik, son zamanlarda keşfedip artık yeni saplantımız olan bir Azeri restoranında. Şarabımız da yeni takıntımızdı G.Afrika'dan. Yeni bir şeyleri olmalı insanın, yenilemeli hayatını. Yine, ama yeni diyebilmeli şarap da olsa. Gerçi
Pervane...
Ne hoş bir sözcük anlamı var değil mi?
"Geceleri ışığa koşan ve ışık çevresinde dönüp duran küçük bir kelebek."
Ve ne kadar hüzünlü geçiyor Behçet Necatigil'in şiirinde:
"Ötede mum yanıyor bir şeyler dönüyor.
Pervaneler art arda ne çabuk ölüyor."
Her zaman kapağından başlamışımdır bir kitabı okumaya.
Aydın’da tren istasyonunda işçi olarak çalışan babası bir kaza sonucu vefat etti. Sonra evleri bir yangında kül oldu. Anne çocuğunu alıp iş bulma ümidiyle İzmir’e taşındı. Ama iş bulamayınca çocuğunu yetimhaneye bırakmak zorunda kaldı.
Çocuğun babası ölmüş, annesi de bırakıp gitmişti. Okuldan arta kalan vakitlerinde kah hırdavatçıda kah
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.
— Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
— Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz minik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..
Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
Yakınlarda, kadının biri sabahın üçünde bana telefon etti ve intihar etmeye kesin kararlı olduğunu ama bu konu hakkında neler diyeceğimi de merak ettiğini söyledi. ona bu kararın aleyhindeki ve hayatta kalmanın lehindeki tüm delilleri sıralayarak cevap verdim. onunla yarım saat, en sonunda canına kıymayacağına ve hastaneye beni görmeye geleceğine dair söz verinceye kadar konuştum. hastaneye geldiğinde ona sıraladığım delillerin hiç birinin onu etkilemediği ortaya çıktı. onu intihar etmemeye ikna eden, gece yarısı uykumda rahatsız edildiğim için sinirlenmek yerine onu sabırla dinlemem ve onunla yarım saat konuşmammış. böyle bir olayın geçekleşebildiği dünyayı kadın, yaşamaya değer bir dünya olarak görmüş.''
Anlam Istenci - Vıktor E. Frankl