Cengiz Aytmatov’dan kendi coğrafyasının izlerini taşıyan bir roman Gün Olur Asra Bedel.
Okurken bölge insanının alışkanlıkları, atasözleri, günlük konuşma içerisinde yer verdikleri bazen şiirler bazense deyimler, yöreye özgü tanımlamaları hakkında bir şeyler öğrenmek oldukça keyifliydi. Bize yakın bir kültürün izini sürmenin keyfini çıkardım okurken. Tabi bir yandan da “Sovyet rejimi”nin insanlara yansımasının boyutları var ne yazık ki! Bu sistemin zorbalığının hafızalarda birer hayalden öte gitmeyen halini, gerçeği ya da muhtemel olanı detaylandırarak gözler önüne sermiş Yazar.
Yazar’ın hikayeye yakın bir anlatım tarzı var ve romanlarının konularına uyum sağlıyor. Romanın geçtiği coğrafyada dilden dile yayılan efsaneler de romana ilave edilince, konu pekiştiği gibi, okura farklı bir keyif yaşatılıyor. Efsaneler; türküsüyle, sazıyla, sözüyle, şiiriyle, yörenin alışkanlıklarıyla, deyimiyle, atasözüyle anlatılmış. Efsaneleri okurken kimi zaman uyumadan önce babasından ya da annesinden masal dinleyen bir çocuk gibi hissediyor, kimi zamansa anlatılanları öylesine yakın hissediyor ki, sanki bir yere gizlenmiş ve olanları izliyor gibi oluyor insan.
Konuda eyleme geçmemiş olmasa da, düşüncede var olan ihanet, okurun roman kahramanına kızgınlık duymasına yol açıyor açmasına ancak romanda yaşanan arkadaşlıkları, sevgiyi, fedakarlıkları ve vefayı önemsememenin romana haksızlık etmek olacağını düşünüyorum. Güzel bir roman, tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar dilerim.