Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Devrim

Devrim
@gecenin_tenhasii
Cahit Zarifoğlu* Varlığın bile Tanrı'ya iltifat*
104 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
Düzene karşı çıktığı için hapse giren uzun saçlı Atilla'ya mektup yazan kırmızı rujlu kadının feryadıdır bu kitap, şiirdir kimine göre. Umay Umay'ın sivri ve acı sözlerinden derleme. Yakıyor, buruk tat bırakıyor, hafifçe sersemletiyor. Bir günde de bitiyor.
Bütün Güzel Çocuklar Şüpheli
Bütün Güzel Çocuklar ŞüpheliUmay Umay · Altıkırkbeş Yayınları · 20172,091 okunma
Reklam
343 syf.
·
Puan vermedi
·
45 günde okudu
Mutluluk adı kitabın bütününü yansıtmıyor,daha önce okuduğum huzursuzluk ile yer değiştirse bana hissettirdiğini tam olarak anlatmış olacaktı. Huzursuz oldum başından sonuna kadar.Gerek cahilligin neye yol açtığını görmek, gerek töre cinayetlerinin çok normal bir durummuşçasına kabul edilmesini bilmek, gerek bu zamanda yardımın bile işine geldiği yere kadar yapıldığını okumak taş oturttu içime. Yazarın amacı töre cahiliyyet yada bogulmusluk değilde insanın bu durumları bir kez daha acı sekilde fark etmesini saglamak idiyse amacına ulaşmıştır bünyemde. Huzursuzluk midemde yumak. Iyi okumalar...
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · Remzi Kitabevi · 200836,1bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
“  Çarpık bir burna değil, sakat ve sahte bir ruha gülelim." Nikolay Vasilyeviç Gogol Rus devlet dairelerinde çalışan devlet memurlarının ahlaki yapılarını mizahi bir dille ele almış, Çarlık Rusya’sındaki bürokratik yapıyı çarpık işleyişlerini anlatmaya çalışmıştır. Kral ve halk, zayıf ile güçlü,  zengin ve fakir, alt sınıf ve asilzadeler arasında oluşan kutuplaşmaları ele alan Gogol bu öykülerinde -alt sınıf ve memurlar arasındaki statü ve ayrımlar üzerinde durmuş, amirlerin otoritesi, bencilliği, alt sınıfı ezip hor görmesi ve adaletsizliği dile getirmiştir.çok güzeldi okunmasını tavsiye ederim...
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
75 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Uzun ve dar bir yoldur gittiğimiz… Nereye çıktığını bile bilmeden öylece yürürüz. Yoruluruz ama sonunda deniz ve bir parça güneş görme umudumuz vardır. Görür müyüz? Bilinmez… Cevabını bile bilmediğimiz birçok acabalarla yürür gideriz bu yolda…''...ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece
Sokrates'in Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Siyah Beyaz Yayınları · 201152,6bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Çok tutkulu ve bir o kadar yasak ve toplumca hoş karşılanmayan bir aşka yakalanan Werther, bütün hikaye boyunca sadece var olmaktan ve Lotte’yi seviyor ve onu aciz ve sevgi ve dolu bakışlarıyla kutsanıp yaşadığı için ölüme onun elleriyle gidiyor olmaktan mutlu ve huzurlu bir şekilde razı geliyor. Kitabın ortalarına daha gelmeden Werther’in içindeki sevgi dolu hisleri acıya ve hüzne ve de ayrılıkla yoğrulduğu için ‘intihar etme’ girişiminde bulunanlara ve kendinin de faaliyete sokacağı bu girişim fikrini sürekli kafasında ve yazısında belirtiyor ve kitaptan şöyle bir alıntı bunun bizzat yaşandığı bizlere sunuyor: “Bana göre, yüksek ateşten ölen birine korkak demek ne kadar uygunsuzsa, yaşamına son veren biri korkaktır demek de o kadar tuhaf.” (S.46) Kendisini hikayenin ortalarına doğru intiharın bir korkaklık ve kötü bir gözle bakılmaması gerektiğini ve incelikleri görmemiz için mesajını esirgemiyor. * Hoşça kal!
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Parodi Yayınları · 2018120,5bin okunma
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Hüzün,yalnızlık,özlem,aşk ve ölüm kokan şarkılar Sessizce, bağbozumu şarkılarını dinledik... ama hüzün, ama yalnızlık,ama geçmişe duyulan bir özlem,ama aşk,ama ölüm kokan şarkılardı...
Bağbozumu Şarkıları
Bağbozumu ŞarkılarıŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 201210,1bin okunma
99 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Başarı hikayeleriyle pekiştirilmiş bir kitap. Siz özelsiniz her şeyi yapabilme cesaretiniz, kapasiteniz var yalnızca farkına varmalı ve harekete geçmelisiniz. Hepiniz aslansınız, kaplansınız dilerseniz bi fili bile yenebilirsiniz bunun için sorunlarınızı gözünüzde küçültüp yok etmelisiniz. Diyor kısaca özet. Evet başarı inanmakla başlar hatta başarmanın yarısı inanmaktadır. Inaniyorsanız yolun yarısına gelmişsiniz demektir. Ama diğer yarısı için de imkan gerekli o imkanı kendinize sağlayabilir misiniz? Bu da bi soru işareti. Gerçekten her şey sadece bizim isteğimizle mi gerçekleşiyor yoksa çevrenin de etkisi var mı? Varsa ne kadar var? Yoksa neden bu durumdayız? Biz başarmak istemiyor muyuz yoksa bahanelerin arkasına sığınıp tabiri caizse aptal bi birey olarak mı yetişiyoruz/ yetiştiriyoruz. Kişisel gelişim kitaplarından oldum olası hiç hoşlanmamışımdır. Ama okumanızı öneririm:))
Şimdi Değilse Ne Zaman?
Şimdi Değilse Ne Zaman?Nurdan Özkan · Çay Yayınları · 2013674 okunma
50 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Nikolay Gogol’un arkadaşlarıyla sohbet ederken, arkadaşlarının anlatmış olduğu bir olaydan etkilenerek kaleme aldığı bir hikayedir. Arkadaşlarını kahkahalarla güldüren konunun, onu düşünmeye sevk etmesi ve ilham vermesi sayesinde tamamlandığında Dostoyevski’ye “Rus Edebiyatı Gogol’un Paltosundan çıkmıştır” cümlesini kurduracak kadar da etkileyici bir hikaye Palto. Hikayenin etkileyici olmasının en büyük nedeninin hikayenin kahramanının sıradanlığı ve hislerin olduğu gibi ele alınışı olduğunu düşünüyorum. Birçok insanın ihtiyaç hissetmesi nedeniyle sahip olduğu bir paltonun bile; bedelinin uzun süren uğraşlar neticesinde karşılanması ve satın alınmasının ardından bir anda yok olması, okuyucuyu derinden etkiliyor. Temel ihtiyaçlardan biri olan ısınmak için ihtiyaç duyulan bir paltoya sahip olunabilmesi için nelerden vazgeçilmesi gerektiğiyle ilgili bölüm de etkileyici olan kısımlardan bir diğeri bence. Bu kitap ertelenmemeli. Keyifli okumalar dilerim
Palto
PaltoNikolay Gogol · Kapra Yayınları · 202036,9bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Neden Kendine ve R.'ye bunu yaptın ki, bu sadakatli aşkınla neden onun umursamaz lakayıt birine dönüştürdün. Yargılamak gerekiyorsa eğer Bu kadar çok sevdiğini söylediğin halde bile neden onunla karşılaştığın anlarda ona bedenini sunmaktan başka bir yardımın olmadı? Neden o son gecenin sabahında gözlerine bakıp Ona şiir olup akmadın, Ama sen bekledin sadece onu bekledin Belki de sen gerçekte ona sahip olmak istemedin, hep o çocuksu aşkın heyecanını yaşamaktı senin amacın Çocuk kalbinde sakladığın, senin onu keşfettiğin gibi onun da seni keşfetmesini bekleme arzusu yetişkin bir kadınken bile o sonsuz aşkını ona haykırmana engel oldu kim bilir Ve belkide baba sevgisinden mahrum kalmış bir çocuk, sarsılmış bir maşuk ve kırılmış hüzünlü bir kadına sebep oldun sen Şimdi geride bıraktığın bu vicdan azabı ve vurdumduymaz kişiliğe sahip olduğu gerçeği R. nin o neşeli karakteri... Ah bu cesaret denilen kudret bir Tanrı Armağanı olmalı Yoksa bu kadar güçlü aşıklar mutlulukları için neleri yapmazlar.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224bin okunma
114 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kızının ismi sık sık geçiyor. Şair kedileri çok seviyor şiirlerinden bunu anladım... Didem madak'ın hayal dünyası muhteşem... bir mahalle kurup şiir yazmak... pulbiber mahallesini gezdim. Kitaptaki en güzel şiir; sevinçli kedi. Yakın dostu müjde bilir'in didem madak hakkında yazdığı yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Kitaplara girmemiş ve dergilerde çıkmış şiirleri çok güzel... Özellikle son şiiri... "128 dikişli şiir" Müjde bilir son şiiriyle ilgili şöyle diyor. "Bu son şiiri bir kuytuda okuduk, son bir gece olacağını bilmeden... ışıl,zeynep ve ben. Bir yokluğa yuvarlanır gibiydik... o gece hale teyzeyle birlikte kaldık didem'in yanında. Sabah olmak üzereydi... hastanenin antetli kağıtlarına,fotokopi çeker gibi yazmaya başladım didem'in emanetini. Kaybolmasından korkuyordum. Hem şiirin başını okşarsam,sanki didem hiçbir yere gitmeyecekti." Didem madak, sylvia plath'ın oğlunun vefat ettiğini öğrenince "kardeşi" saydığı sylvia'ya şiir yazmış. Yazdığı şiiri dostlarına okumuş. (Nicholas'ın ölümü) bir şeye kızıp bir gece yarısı yırtıp çöpe atmış sevdiği şiiri. Didem madak'ın vefat ettiği gün arkadaş aklında kalan tek dizeyi sayıklamış. "Sylvia uyan! Nicholas sütünü içmedi!" Okuyun ve okutturun... Kalbiye hanım pardon didem madak zamansız gitmişsin...
Pulbiber Mahallesi
Pulbiber MahallesiDidem Madak · Metis Yayıncılık · 20079,1bin okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Şiirseverler bilir mükemmel bi kitap. Iyi okumalar.. GÜL' şiiriyle noktalayalım. "İstasyonda tren oluyor biraz Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım..."
Üvercinka
ÜvercinkaCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 200818,5bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu kitap biraz rahatsız olduğum aynı zamanda da ciddi anlamda beğendiğim bir kitap oldu. Rahatsız hissetmemin sebebi kitapta pedofili havasında (havasında demek istemiyorum bir nevi zaten direkt olarak pedofili) yazıldığı için. 90 yaşında bir adamın 14 yaşındaki bir bakire kıza aşık olmasını anlatıyor aslında. Yaşlılık ve aşk unsurları güzel işlenmesine rağmen bunun öznesinin 14 yaşında bir kız çocuğu olması ciddi anlamda rahatsız ediciydi. Kitap bittikten sonra acaba ben mi asıl noktayı yakalayamadım rahatsız olmaktan diye düşünürken hakkında yazılmış yorumlara bakınca çoğu insanın bundan iğrenerek okuduğunu gördüm. Fakat “hayır yazarın asıl anlatmak istediği bu değildi, siz anlayamamışsınız” diyen de vardı. Puan veremedim bile arada kaldım. Nobel edebiyat ödüllü yazardan böyle bir kitap beni hayal kırıklığına uğrattı.
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201920,8bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Dostoyevski yine biz ve bizim türlü türlü hallerimize tanıklık eden bir eser çıkarmış ortaya. Kitabı okurken Dostoyevski ve bunalım dolu ruhunu kitaba sıkışmış keder ve acıyı bu defa alışılmışın dışında iliklerime kadar hissettim demek yanlış olmaz. Kitabın oluşumunu sağlayan mektuplar arasındaki gelgitlerim cevabını bulamadığım sorularım oldukça fazlaydı. Marka ve Varvara arasındaki sevginin tanımı neydi birbirlerine duydukları değer aslında kendi benlikleri için miydi neydi tüm bu soruların cevabı? Kitabı bitirdiğimde Dostoyevski'nin sokakta görebileceğimiz bencil , kendi dertlerinin bile bencili olabilecek insanlara işaret ettiğini düşündüm .Kitap ana karakterlerin birbirlerine devamlı bir hüzün dert paylaşımının olduğu bir atmosferde devam ederken kaçınılmaz bir detay çarptı gözüme. Birbirlerine hiç 'nasılsın ' dememişlerdi.Anlatmaya çalıştıkları sadece 'nasılım ' idi. Evet bedbahtlık bir hastakıktı. Bu iki bedbaht insan birbirlerine bu hastalığı yaydılar üstelik ilaç olma şansları varken... Dostoyevski bu eserinde de aynadaki seni beni bizi yansıttı.Belki de Marka ve Varvara dert anlatmaktan çok dinlemeyi bilselerdi kitabın ismi 'İNSANLAR' olurdu.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Kapra Yayıncılık · 202161,8bin okunma
84 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
“Babanız içerde şiir yazıyor diye çocuklarımı sessiz ağlattım ben “ diyen Hatice (Erbaş) Hanım ‘ın sözleriyle karşılıyor bizi kitap ilk satırlarında ve iç çekmeye başlıyoruz, uzun uzun düşünüyoruz. Kitap boyunca uzun iç çekmelerde, gözlerin uzaklara dalarak düşünmelerde eksik olmuyor. Her şiir, Hee mısra sizi düşündürüyor. ?Şükrü Erbaş’ın eşi Hatice Hanım ‘ın vefatının ardından (Ekim2015) derlediği şiirlerden oluşuyor kitap. Bir nevi Hatice Hanım için ağıt. ?Ölüm, hasret, yalnızlık temaları kitapta ön plana çıkarken arada umut temasıda filizleniyor bunca hüznün arasında. Hani kocaman cıvıl cıvıl bir evde elinde oyuncağı duvar diplerinde oyuncağıyla konuşan küçük mutsuz çocuklar vardır ya , her şey tamam gibi görünsede eksik olan bir şeyler vardır. İşte Hatice Hanım’dan sonra Şükrü Erbaş ‘ı o küçük çocuğa benzettim. Kalemi, kağıdıyla konuşan tüm şikayetlerini, umudunu, güzel günlere olan inancını, yalnızlığını oyuncağına anlatan küçük bir çocuk gibi geldi bana ? ?Ölümü iliklerimize kadar hissetirirken yazar gökyüzüne bakmayı ihmal etmeyin diyor gök imgesiyle.
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201612,8bin okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
·
43 günde okudu
Saramago’nun okuduğum ilk kitabı. Körlüğün gözde değil, insanın içinde olduğunu çok akıcı bir şekilde anlatan güzel bir kurgu. İnsan dünyayı karanlık görmeyiversin; buna rağmen o içindeki hırs, şiddet, sapıklık vs. insani duygulardan vazgeçemiyormuş. Ve gözleri kör olduğu için bu duygularını hayvani bir şekilde yaşayabiliyormuş. Malesef insan
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,6bin okunma
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.