“İçinin çıplağını yankılarken bakışları kör olmuş yüzlerce insan var sokaklarda hayaletler gibi dolaşan. Birbirlerinin yüzlerinde kaybolmuşlar. Birinin yüzünden diğerinin yalnızlığına geçiliyor. Bazı insanlar bir kelime darbesiyle ölürler. Şimdilerde ise değil ölmek, kimseye tek bir mana bile söylemiyor kelimeler.”
“Çok kitap okuyan insanlara hayatın yetmediğini biliyordu. Kitapların dünyasında hayatı küçük gören, tehdit eden bir şey vardı. Hem hakkında bu kadar yazı yazılan hayat neydi? Hangi yazı hayata yetmişti?”
“Hayatın sırrı bu kitaplardan birinin içinde saklı olmalıydı. Ama o tek bir kitabı bulana kadar ömür geçebilir ve insan hayatın sırrına erişemeden ölüp gidebilirdi.”
“Bazı insanların hayatında bazı ölümler geri dönülmez değişikliklere yol açar; bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı değişikliklere... Herkesin hayatında da böyle olduğu sanılır. Hayır, herkesin hayatında böyle olmaz. Bazıları hayatlarından eksilenlerin yasını tuttuktan sonra, geriye dönüp kaldıkları yerden aynen sürdürürler hayatlarını. Daha kalpsiz olduklarından değil, yalnızca böyle olduklarındandır bu. Kimileriyse yas tutmayı bilmez. Ya hiç yas tutmazlar, ya da bütün ömürlerini tuttukları yasa çevirirler; bu sefer de geriye hayat kalmaz.”
Sen kocaman çöllerde,bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin,
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de bir sağlık gibisin
“Tanrı bilir, gözümle sevmiyorum ben seni:Çünkü sana baktıkça gözüm bin kusur bulur.Ama yüreğim sever gözün sevmediğini, görünüşe aldanmaz sevgiye teslim olur.”
“Benim beklediğim aşk başka!”dedi.”O,bütün mantıkların dışında tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey.Sevmek ve hoşlanmak,istemek bütün ruhuyla,bütün vücuduyla,her şeyiyle istemek başka...Aşk bence bu istemektir.Mukavemet edilmez bir istemek!”