Ara ara gelen Sabahattin Ali okuma isteğine yine karşı koyamadım. Bu seferki durağım ise “Yeni Dünya” oldu. İçeriğinde birden fazla öykü barındıran Yeni Dünya, iddia ediyorum ki bir öyküsüyle mutlaka sizi yakalayacak ve duygularınıza hitap edecek nitelikte.
Beni en çok etkileyen öyküsü ise “Ayran”. Geçim derdinin, yokluğun, sefaletin ve kimsesizliğin konu edildiği bu öyküde ana temalar çocuklar üzerinden işlenmiş. Yazar bir çocuğun hayata tutunma gayretini öyle güzel kaleme almış ki, okurken gözlerim dolu dolu oldu desem yeridir. Hayatımın belirli dönemlerinde açıp açıp okumak isteyeceğim bir öykü oldu, Ayran.
“Büzülmüş bir halde yolun çamurları üzerine uzanan vücudunu kar örtmeye çalışırken o hala birbirine vuran dişlerinin arasından: ‘Ana… Anacığım… Ana!’ diye mırıldanmaya çalışıyordu. Bu sırada, birkaç yüz metre ötede, evlerinin tahta kapısı arkasında rüzgarın sesini dinleyerek küçük Hasan’ı bekleyen iki kardeş, onunkine benzeyen bir korku ile titriyorlar ve köyün etrafında dolaşan kurtların sesini duydukça, birbirlerine sokularak ağlaşıyorlardı.”
Sabahattin Ali’nin bu kitabını okuduysanız, favori öykünüzü benimle paylaşabilirseniz çok sevinirim. Şayet henüz okumadıysanız, mutlaka okumanızı öneririm. Keyifli okumalar.