Aşktır insanı uyutmayan. Aşktır insanı yaşatan. Aşktır insanı ayakta tutan...
"Az uyumalara devam.. Saat 04.42
Daha başaracağımız çok şeyler var. Çalışmalara devam. Seni düşünmelere, bizi düşünmelere devam...
İnsan 4 saat uykuyla da yaşayabiliyor bi süre. Kaç gündür bu böyle artık sayamıyorum. Lakin hiç şikayetçi değilim. Daha yapılacak çok şeyler var. Zamanında çok uyuduk, çok dinlendik...
27-28 yaşında hala beş yaş genç gösteriyoruz. Biraz kendimizden de feda ederek dengelemek lazım öyle değil mi? Bundan böyle çalışmak lazım, çok çalışmak..."
- Jack Brighty
Feminist politikaya genç yaşta katılan kadınlar genelde tahakkümcü annelere isyan etmekteydi. O anneler gibi olmak istemiyorduk. Hayatlarımızın mümkün olduğunca onlarınkinden farklı olmasını istedik.
Ev içi şiddet kitle medyasında bolca temsil bulsa da ve bununla ilgili tartışmalara pek çok alanda yer verilse de toplumumuz erkek şiddetinin sonlandırılmasım erkek tahakkümünün sonlandırılmasıyla, ataerkinin yok edilmesiyle çoğu zaman ilişkilendirmiyor. Bu ülkenin pek çok yurttaşı hâlâ erkek tahakkümüyle evdeki erkek şiddeti arasındaki bağlantıyı kuramıyor. Her sınıftan genç erkeğin aile üyelerini, arkadaşlarını ve okul arkadaşlarını vahşice öldürdüğü durumlarla karşılaşıp toplumumuz bunlara tepki vermeye davet edildiğinde, söz konusu kavrayış noksanlığı hepten su yüzüne çıkıyor.
Kitle medyasında herkes bu şiddetin neden ortaya çıktığını soruyor, ama kimse bunu ataerkil düşünce sistemiyle ilişkilendirmiyor.
Ah şu boşluk! Göğsümün içinde, şurada hissettiğim bu korkunç boşluk! - Eğer onu bir kez olsun, bir kez olsun şu kalbe bastırabilsen, bu boşluktan eser kalmaz diye düşünüyorum çoğunlukla.
İki Keşiş
Issız bir dağda, Tanrı’ya tapan ve birbirini seven iki keşiş yaşıyordu.
Bu iki keşişin pişmiş topraktan bir kasesi vardı; sahip oldukları tek şey de bu kaseydi.
Bir gün, daha yaşlı olan keşişin kalbini kötü bir ruh ele geçirdi ve daha genç olan keşişin yanına gidip şöyle dedi: “Uzun zamandır birlikte yaşıyoruz, ayrılmak zamanıdır. Neyimiz varsa bölüşelim.”
Bunun üzerine, daha genç olan keşiş hüzünlendi ve arkadaşına dedi ki: “Kardeş, beni bırakmak zorunda kalman kahreder beni. Ama mutlaka gitmem gerekiyorsa, öyle olsun.” Sonra toprak kaseyi getirdi ve “Bunu bölüşemeyiz, Kardeş, senin olsun, dedi. O zaman, daha yaşlı olan keşiş şu karşılığı verdi: “Sadaka istemem, sadece bana ait olanı isterim. Kase bölüşülmeli.”
Daha genç olan keşiş cevap verdi: “Kase kırılırsa ne işimize yarayacak? Hediyemi gerçekten kabul edemiyorsan kura çekelim.”
Yaşlı keşiş yineledi: “İstediğim yalnızca adalet, bana ait olan şeye sahip olmak isterim ben, kurayı göze alamam. Kase bölüşülmeli.”
Genç keşişin öne sürebileceği başka bir sav kalmamıştı artık. “Gerçekten de istediğin bu ise, kasenin bölüşülmesini istiyorsan, kıralım bitsin bu iş “ dedi. Bunun üzerine, yaşlı keşişin yüzü karardı ve bağırdı: “Ey korkak melun, kavgadan kaçıyorsun ha!”
Atatürk'ün henüz genç bir subayken aldığı notlarda da söylediği gibi "Cesaret gösteren ve tehlikeye atılan kazanır. Kuvvetli olduğu halde başarıdan umudunu kesen, yerinden hareket etmeyen ve düşmanın hücum etmesini bekleyen her halde mağlup olur. KORKAK KALP, DAIMA MAGLUPTUR."
Ah şu boşluk! Göğsümün içinde, şurada hissettiğim bu korkunç boşluk! - Eğer onu bir kez olsun, bir kez olsun şu kalbe bastırabilsen, bu boşluktan eser kalmaz diye düşünüyorum çoğunlukla.
Nurullah Genç
Yaklaşık 6 ay sonra tekrar bir Nurullah Genç kitabı ile buradayım bu Nurullah Genç Hocanın okuduğum sekizinci kitabı oldu. Bu kitap şuan hali hazırda olan ve Timaş yayınlarından basılıp ve satılan
Yanılgı Saatleri kitabının 1998 yılında basılan eski baskısıdır. Bu kitap ve mevcut yeni baskı arasında farklar var mesela en temel fark bu kitap da
Gün Olur Asra Bedel kitabından alıntı yapmış, o kitabın olaylarını işlemiş bu çok hoşuma gitti zaten Nurullah Genç Hocanın bu kitabı çok sevdiğini biliyorum çünkü bizzat konferansını dinlerken de Cengiz Aytmatov'un bu kitabından bahsetmişti, bu kitaptan alıntılar yapmıştı. Gün olur asra bedel kitabını bende çok sevdiğim için bu şiiri okurken mest oldum... Bazı şiirlerin tam içine giremesem de genel olarak çok güzel bir kitaptı zaten şu da var bazı şiirler de
Yağmur gibi çeşitli Nurullah Genç kitaplarında okuduğum şiirlerdi ben genel olarak beğendim inşallah nasip olur da güncel baskı