"Sesimi yükseltmeden sıkıntımı dile getirmeyi bir türlü öğrenemedim O'ndan. Ben (daha çok çocuklarla ilgili) söylenmeye başlardım, başını yana eğip dinler, hafifçe gülümseyerek, 'Hadi bi kahve yap da içelim' cümlesiyle benim tek kişilik münakaşamı sonlandırırdı."
"Güzellik güzellik diye başımın etini yiyenler aptaldı. Aslında güzel ve çirkin diye kavramlar yoktu. Hepsi sadece... Algıdan ibaretti. Belki bir açı, belki güneşin vuruşu, belki kültür, belki moda."
Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.