Ölüme doğru gidiyoruz,tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi,tek gerçeğimiz,ölecegimizi daima biliyoruz,herhangi bir zamanda ,herhangi bir yerde biçiminin bir önemi yok.
Kara budundan söz dedim ben. Kam soyu, Korkut Ata soyu değilim, Ozan Ata da değilim. Birkaç söz duydum, birkaç küçük bilgi aldım ve peşine düştüm. Türklerin yaşama bilgisi, eşyaya, tarihe, insana ve tabiata bakan yüzü Dede Korkut'ta saklıdır. Dede Korkut'a hikaye diyerek, onu küçümseyip, ilkokul ve en fazla ortaokul hikaye kitabı gibi okutanlar, bizim binlerce yıllık yaşama bilgimizi yok etmek isteyenlerdir. Onun her satırında, binlerce yılın birikimi vardır. Ben desem ki bütün Türkiye Dede Korkut'u okursa dertlerimizden kurtuluruz, başka bir enerji kazanırız. Onlar derler ki bir meczup böyle demiş, hatta onu bile demezler. Masal okuyarak küreselleşemeyiz diyenler, küreselleşme ile en büyük masalı okuduklarının farkına vardıklarında, korkarım ki çok geç olacak. Geç kalmamak adına söylüyorum sözümü, binlerce yıl önce yazan Aristo, Eflatun, Heredot ve diğerleri kötü, yanlış dememişlerdir. Bizim gerçeğimiz değil o sözler, biz kendi gerçeğimizi, Dede Korkut'u masal görenlere katılarak gömdük yok ettik.
...
Şimdi hatırladığında hayat sizi,
şefkatle saçlarınızı okşar:
Neniz var idiyse, hepsi
bundan böyle başkalarında yaşar.
Hep sessiz kalmalısınız sizler,
yürekleriniz artık yaşlandığında,
hiçbir zaman öğrenmemeli anneler,
yaşamak diye bu da varsa.
Kim korkmamıştır otururken kendi kalbinin perdelerinin önünde?
Ve açıldığında bunlar, yalnızca ayrılık sahnesidir ortaya çıkan.
Kolaydır bunu anlamak. Bahçe, o bilinen bahçedir,
dalgalanır hafiften:Ancak ondan sonra çıkar balet.
Ama beklenen değildir. Yeter artık! Ve ne kadar
uçarcasına yürürse yürüsün, kılık değiştirmiş
sıradan biridir, mutfağından geçip girer eve.
İstemem bu yarısı boş kalmış maskeleri,
oyuncak bebekte yeğlediğim. Hiç olmazsa doludur içi.
Kim tasvir eder bir çocuğu olduğu gibi? Kimdir
onu yıldızların arasına yerleştirip uzaklıklar
için ölçüyü veren eline? Kim bir çocuk ölümüne
dönüştürür sonradan sertleşen kara ekmeği-ya da
kim yerleştirir onu bir ağıza, güzel bir elmanın
tadı gibi?... Kolaydır katilleri anlamak.
Gelgelim ölüm, daha yaşamdan önce bir ölümü,
bütün bir ölümü böylesine yumuşacık barındırmak
kendinde ve kızmamak-imkansızdır bunu tasvir etmek
Kalabalık için yaratılmamıştır geceler.
Gece seni ayırır komşundan,
buna aldırmadan gitmemelisin kapısına.
Ve odanda geceleyin ışık yakarsan,
bakmak için insanların yüzüne,
iyi düşünmelisin: Bakmak, ama kime.
Korkunç çirkinleşmiştir insanlar,
yüzlerinden damla damla akan ışıkla,
ve gece toplanmışlarsa bir arada,
sallantıda bir dünyadır gördüğün,
ne varsa karışmıştır birbirine.
Alınlarında sarı bir ışık
bastırmıştır bütün düşünceleri,
şarap kıvılcımlanır bakışlarında,
ağırlaşmıştır elleri, konuşurlarken
yaptıkları hareketlerden;
Ben, Ben derler boyuna
ve demek isterler ki: Herhangi biri.