Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaybeden olmak, her şeyden ayrılıyor olmak bizim temel gerçeğimiz ve bu da tam tamına insan olmanın ağırlığının nedeni. Ama bu kaldırabileceğimiz bir ağırlık. Bunu dayanılmaz hale getiren de kaybetmeye razı olmamamız diyebilir miyiz?
Bir şeye inandığımızda o gerçek olur, bizim gerçeğimiz olur.
Reklam
Gerçeğimiz ne olursa olsun, sevdiğin birini yitirmenin kederi onulmaz bir şey. Gerçek, içtenlik, güç, tatlılık, hiçbir şey acıyı dindiremiyor ve bu acının ta sonuna dek giderken bizi yakalayacak olan bir dahaki keder dalgasına karşı hiç işimize yaramayacak bir şey öğreniyoruz.
Ölüme doğru gidiyoruz, tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi, asla ıskalamayacağımız da kesin, ölüm bizim tek kesinliğimiz, tek gerçeğimiz, öleceğimizi daima biliyoruz, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, biçiminin bir önemi yok. Çünkü ebedi yaşam bir anlamsızlıktır, ebediyet hayat değildir, ölüm özlem duyduğumuz istirahattir, hayat ve ölüm birbirine bağlıdır, başka şey talep edenler imkansızı isterler ve tek elde edecekleri, ödülleri ise duman olup gitmek olacaktır. Bizler, sözcüklerle yetinemeyenler, yok olmaya razıyız ve rıza göstermekte de haklıyız, doğmayı biz seçmedik ve bize verilmekten çok dayatılmış olan bu yaşama, kaygı ve acı dolu, neşesi sorunsallı ya da kötü bu yaşama hiçbir yerde katlanamadığımız için kendimizi mutlu addediyoruz. Bir insanın mutlu olması neyi kanıtlar? Mutluluk türe özgü bir durumdur, bizse cinsin yasalarına bakıyo­ruz yalnızca, bu yasalardan yola çıkarak düşünüyoruz, bu yasalar üzerine kafa yoruyor ve bu yasaları derinleştiriyoruz, mucize arayanları küçümsüyoruz, sonsuz mutluluğuna düşkün değiliz, bizim gerçekliğimiz bize yeter, türümüzün üstünlüğü başka yeri kapsamaz.
Ölüme doğru gidiyoruz, tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi, asla ıskalamayacağımız da kesin, ölüm bizim tek kesinliğimiz, tek gerçeğimiz, öleceğimizi daima biliyoruz, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, biçiminin bir önemi yok.
Ölüm
Ölüme doğru gidiyoruz, tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi, asla ıskalamayacağımız da kesin, ölüm bizim tek kesinliğimiz, tek gerçeğimiz, öleceğimizi daima biliyoruz, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, biçiminin bir önemi yok. Çünkü ebedi yaşam bir anlamsızlıktır, ebediyet hayat değildir, ölüm özlem duyduğumuz istirahattir, hayat ve ölüm birbirine bağlıdır, başka şey talep edenler imkânsızı isterler; tek elde edecekleri ve ödülleri duman olup gitmek olacaktır. Bizler, sözcüklerle yetinemeyenler, yok olmaya razıyız ve rıza göstermekte de haklıyız, doğmayı biz seçmedik ve bize verilmekten çok dayatılmış olan bu yaşama, kaygı ve acı dolu, neşesi sorunlu ya da kötü bu yaşama hiçbir yerde katlanamadığımız için kendimizi mutlu zannediyoruz. Bir insanın mutlu olması neyi kanıtlar? Mutluluk türe özgü bir durumdur, bizse cinsin yasalarına bakıyoruz yalnızca, bu yasalardan yola çıkarak düşünüyoruz, bu yasalar üzerine kafa yoruyor ve bu yasaları derinleştiriyoruz, mucize arayanları küçümsüyoruz, sonsuz mutluluğa düşkün değiliz, bizim gerçekliğimiz bize yeter, türümüzün üstünlüğü başka yeri kapsamaz.
*SEL YayıncılıkKitabı okuyacak
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.