Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüme doğru gidiyoruz, tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi, asla ıskalamayacağımız da kesin, ölüm bizim tek kesinliğimiz, tek gerçeğimiz, öleceğimizi daima biliyoruz, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, biçiminin bir önemi yok.
Ölüm
Ölüme doğru gidiyoruz, tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi, asla ıskalamayacağımız da kesin, ölüm bizim tek kesinliğimiz, tek gerçeğimiz, öleceğimizi daima biliyoruz, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, biçiminin bir önemi yok. Çünkü ebedi yaşam bir anlamsızlıktır, ebediyet hayat değildir, ölüm özlem duyduğumuz istirahattir, hayat ve ölüm birbirine bağlıdır, başka şey talep edenler imkânsızı isterler; tek elde edecekleri ve ödülleri duman olup gitmek olacaktır. Bizler, sözcüklerle yetinemeyenler, yok olmaya razıyız ve rıza göstermekte de haklıyız, doğmayı biz seçmedik ve bize verilmekten çok dayatılmış olan bu yaşama, kaygı ve acı dolu, neşesi sorunlu ya da kötü bu yaşama hiçbir yerde katlanamadığımız için kendimizi mutlu zannediyoruz. Bir insanın mutlu olması neyi kanıtlar? Mutluluk türe özgü bir durumdur, bizse cinsin yasalarına bakıyoruz yalnızca, bu yasalardan yola çıkarak düşünüyoruz, bu yasalar üzerine kafa yoruyor ve bu yasaları derinleştiriyoruz, mucize arayanları küçümsüyoruz, sonsuz mutluluğa düşkün değiliz, bizim gerçekliğimiz bize yeter, türümüzün üstünlüğü başka yeri kapsamaz.
*SEL YayıncılıkKitabı okuyacak
Reklam
Ama bugünün tarihi, uzlaşmazlıkları ile, insanın temel boyutlarından birinin de başkaldırı olduğunu söylemeye zorluyor bizi Başkaldırı bizim tarihsel gerçeğimiz. Gerçekten kaçmadığımız sürece, değerlerimizi onda bulmak zorundayız.
Ölüm... En anlamlı gerçeğimiz bizim... Değişmez kaderimiz ve varlıkta muhteşem hakikatimiz... Kaçışı olmayan, kurtuluşu bulunmayan güzellik. Bir yerde susmak gibi; bir yerde konuşmak kadar... Ağyardadan uzakta yâr; Sevgili veslatına özge diyar... Ebedi hakikat. Başa gelecek, bir kez ve tek başına...
Sayfa 141Kitabı okudu
9
KİMSİN Kİ SEN? Ne sesli yollar gördüm, ne sesli gidişler. Ne sessiz yollar gördüm, ne sessiz ve ne mahzun gidişler. Dönüp baktığımda geriye hatıralar gelir gözümün önüne… Sisler içerisinde gözükmeyen, odaklandıkça açığa çıkan, eski bir tanıdık gibi. Kimi bir zebani gibi, kimi hoş bir çiçek bahçesi. Bu savaşlar, bu yıkımlar, bu hırs, bu
Şems-i Tebrizi
İnsanlar vardır; Gelip geçerler hayatlarımızdan.. Kimi hiçbir iz bırakmaz ardından, Kimi hafifçe okşar ruhumuzu, Kimi de hüzün bırakır ardından.. İnsanlar vardır; Usulca sokulurlar içimize,
Reklam
İnsanlar vardır; Gelip geçerler hayatlarımızdan.. Kimi hiçbir iz bırakmaz ardından, Kimi hafifçe okşar ruhumuzu, Kimi de hüzün bırakır ardından.. İnsanlar vardır; Usulca sokulurlar içimize,
Bizim bilimimiz Ütopya'dır, bizim gerçeğimiz Eros'tur, bizim isteğimiz Devrim'dir.
"Gelecek" ümidimiz, sanımız olabilir ama gerçeğimiz olamaz.
Sayfa 9 - Metis
"...yaradılış hikmetine uygun yaşamak,varoluş niteliğine hakkını verebilmek, insanlıkta kemale ermekle mümkün. Eğer böyle bir gerçeğimiz varsa , Yaradan'ın tüm 'güzel isimleri'nin izdüşümünü bir'leyerek bilmek gibi bir derdimiz var demektir.Tevhid sanatı, bu dertle dertlenenlerin sanatıdır diyebiliriz."
Sayfa 164 - h yayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.