“Gerçek bir bilim insanı, filozof, yazar, sanatçı yetiştirmek bir görev ve sorumluluk meselesinden öte içsel bir yolculuktur. Yaptığı işi görev olarak gören birinin gerçek bir bilim insanı, filozof, müzisyen ya da yazar olması mümkün değil. Çünkü her gerçek sanatçının, filozofun, yazarın ve bilim insanının içinde mutlaka zevk aldığı bir yolculuk vardır.”
Sayfa 140 - Kronik KitapKitabı okudu
Biz büyüdük ve kirlendi dünya … Sanki küçükken dünyamız çok temiz, saf ve renkliymiş de büyüdükçe kirlenmiş gibi bir serzeniş bu. Evet, büyüdüğümüzde işler değişiyor; karışıyor hayta kirleniyor. Belki de dünya hep kirliydi ama biz göremedik yahut anne ve babalarımızın kanatlarından ayrılınca gerçek dünya ile baş başa kalıyoruz, afallıyoruz, tökezliyoruz. Biz tökezlerken dünya dönmeye devam ediyor.
Sayfa 223 - semerkand basım yayınKitabı okudu
Reklam
Küçük kardeşim için bir "hayatı kutlama" partisi ve doğum günü partisi planlıyordum. 21. yaş gününde vefatının üzerinden 20 yıl geçecekti. Mezarlıktan yeni gelmiştim. Bana öğretilenlere inanmakta güçlük çekiyordum hiçbir şey bilmiyordu, sanki uyuyor gibiydi. 20 yıl bunun nasıl olabileceğini sorgulamak için uzun bir zamandı. Ben de birkaç
SOSYAL DENEY
"Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca 6 Bach eseri çalar.. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider... Kemancı çalmaya başladıktan ancak 3 dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç
Virtüöz ve Sazende
Bir müzisyenin, parmaklarının ucuyla enstrumanına dokunarak onu çalmaya başlaması, sadece bir fiziksel ilişkiden ibaret değildir. Fiziksel ilişki açısından iki bedenin "tek vücut" haline geldiği, hatta iki ruhun, müzisyenin ve enstrumanın ruhlarının kaynaştığı andır. Enstrumanla samimiyet kurmak zordur. Enstrumanın kendisini icrâcısına
Sayfa 231Kitabı okudu
Akıllı bir telefon nefes almaz, kalp atımları yoktur veya düşünmez. Ama yine de biz ona sevdiğimiz insanlardan daha fazla vakit ayırıyoruz. Onu güçlü kılan biziz; çünkü zamanımızı, düşünceleri ve ilişkilerimizi tekel altına almasına izin veriyoruz. Bu da yetmezmiş gibi her hareketimizin, bunun sonucunu nereye varacağını bilmeksizin, onun tarafından izlenmesine, incelenmesi ne ve kaydedilmesine göz yumuyoruz. Bu dijital değişim dalgasının sonucunda gerçek zamanlı hayatı tecrübe etme imkânımızı kaybediyoruz. Yıllar önce İstanbul'da caz piyanisti Keith Jarret'in bir konserine gitmiştim. Konser başladı, pek çok insan cep telefonuna sarıldı ve fotoğraf çekiyor. Müzisyen birden durdu ve izleyicilere dönerek, "Neden her şeyi kaydetmek istiyorsunuz?" diye sordu. "Müziği neden içinize çekmiyorsunuz, neden kendinizi müziğin akışına kaptıramıyorsunuz?"
Reklam
964 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.