Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hayat tabii ki bir oyundur, evladım. Hayat, kurallara göre oynanması gereken bir oyundur.” “Evet, efendim. Öyledir, biliyorum.” Oyunmuş, kıçımın kenarı. Oyun, öyle mi? Tüm asların bulunduğu takımdaysan, oyun o zaman, tamam; kabul ederim. Ya öteki takımdaysan, as oyuncu filan yoksa, oyunla ilgisi kalır mı bunun? Hiç yani. Yok oyun moyun.
Sayfa 14 - Yapıkredi yayınlarıKitabı okuyor
Başlıca amacınız sizden başka bir şeyle ilgisi olamaz, amacınız içinizdeki hayatla ilgilidir. Anne karnından ölüme kadar geçen zamanda gerçekleştirilmesi gereken çok önemli bir şey vardır. Bu büyük bir ev sahibi olmaktan ya da golf kulübune üyelikten, servetten hatta ünden daha önemlidir: Hayatı terkettiğinizde yanınıza alacağınız tek şey kendi kişisel ve manevi gelişiminizdir.
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
331 syf.
8/10 puan verdi
Körleşen Gözler, Körleşen Ruhlar: Körlük'ün Dramatik Hikayesi
kendimizi ürkütücü ve düşündürücü bir karanlığın içinde buluyoruz. Bu karanlık, sadece fiziksel bir körlüğü değil, aynı zamanda insan ruhunun karanlık köşelerini de simgeliyor. Aniden körleşen bir grup insanın yaşadığı dramatik olaylar ve bu durumun toplumda yarattığı kaos ve vahşet, okuru derinden etkileyen bir sorgulama yolculuğuna çıkarıyor. Körlük sadece bir rahatsızlık değil, aynı zamanda ahlaki değerlerin ve vicdanın da yitirilmesi anlamına geliyor. Bu durum, toplumda vahşetin ve kaosun egemen olmasına yol açıyor. Yazar, körlüğün yarattığı psikolojik etkileri ustalıkla tasvir ederek, okurun zihnini ve kalbini etkilemeyi başarıyor. Roman, körlüğün yarattığı dramın ötesinde, insanlığın en temel ihtiyaçlarını ve birbirine olan bağımlılığını da sorguluyor. Körleşen insanlar, hayatta kalmak için yiyecek, su ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için birbirlerine muhtaç hale geliyorlar. Bu durum, insan olmanın ne demek olduğunu ve yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu sorgulatıyor. Körlük romanı, sadece bir roman olmanın ötesinde, insanlığın karanlığın gölgesinde yüzleşmesi gereken gerçeğin bir aynası niteliğinde. Yazar, körlüğü bir metafor olarak kullanarak, insanlığın en karanlık ve en aydınlık yönlerini gözler önüne seriyor ve okuru insan olmanın ne demek olduğunu, toplumdaki ahlaki çöküşü ve insan ruhunun derinliklerini sorgulamaya teşvik ediyor.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,2bin okunma
Hakkıyla temsil sonra tebliğ !
Unutulmaması gereken bir hakikat var ki tüm Müslümanlar tebliğ görevi ile mükelleftirler. *Ancak tebliğ, hakkıyla temsil etmekle gerçekleşir. *Temsiliyetin hakkını ödeyemeyenler, nasıl tebliğ edebilirler ki?
Sayfa 94
320 syf.
10/10 puan verdi
Basit Bir Dil, Derin Bir Anlam: Var mısın?'ın Etkisi
Sayfaları çevirdikçe, her satırda varoluşun derinliklerine doğru bir inişe atılıyoruz. Bu iniş, kimi zaman ürkütücü ve sorgulatıcı olsa da, aynı zamanda umut ve aydınlanma dolu bir keşif yolculuğu da sunuyor. Yazar, yalın ve akıcı bir dille, okuru yaşamın en temel sorularıyla yüzleştiriyor: "Niçin buradayız?", "Yaşamın anlamı nedir?", "Mutluluğu nasıl buluruz?". Kesin cevaplar sunmak yerine, yazar okuru kendi iç dünyasını keşfetmeye ve kendi yanıtlarını bulmaya teşvik ediyor. Hikayeler, anekdotlar ve örneklerle bezeli bu yolculukta, yazar kendi yaşam deneyimlerinden ve gözlemlerinden de beslenerek, okurun zihnini ve kalbini besleyen bilge sözler paylaşıyor. Var mısın?, sadece kişisel gelişim kitabı olmanın ötesinde, bir yaşam rehberi olarak da okunabilir. Yazarın samimi ve çarpıcı üslubu, okuru varoluşuyla yüzleşmeye ve daha anlamlı bir yaşam sürmek için adımlar atmaya teşvik ediyor. Özellikle hayatın anlamı üzerine kafa yoran, varoluşsal kaygılar yaşayan ve mutluluğu bulmakta zorlanan okurlar için bu kitap adeta bir şifa kaynağı niteliğinde. Yazarın bilge sözleri ve samimi tavrı, bu türden zorluklarla mücadele eden okurlara ilham verecek ve umut ışığı olacaktır. Sayfaları çevirdikçe, kendimizi sorgulamak, yaşamımıza farklı bir pencereden bakmak ve belki de hiç düşünmediğimiz yeni ufuklara yelken açmak için hazır hissediyoruz. Var mısın?, sadece bir kere okunup kenara atılacak bir kitap değil, tekrar tekrar okunabilecek ve her defasında yeni bir şeyler keşfedilebilecek bir hazine. Bu eser, kütüphanenizde yer alması gereken ve sizi her okuyuşta kendinizle ve hayatla yüzleşmeye teşvik edecek bir başyapıt.
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202127,1bin okunma
Dalkavuklar Gecesi'nde de adı ters çevrilmiş (İduskam) olumsuz kahramanlardan biri olarak yer alan Sadri Maksudi hakkında Atsız'ın fikri sonradan değişmiştir. 30 Ağustos 1964'te Ankara Türkocağı'nda yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda saygı duruşunda bulunulan ölmüş "Türkçüler" arasında Sadri Maksudi de vardır (Ötüken 9, 12 Eylül 1964:9). Ve nihayet Atsız'ın "Profesör Caferoğlu Ahmet" başlıklı yazısındaki şu cümleler, bu konuda fikrinin değiştiğinin kesin delilidir: "Son kırk elli yılda, Türkiye'de yaşayıp da millî kültür ve sanat alanında seçkin yer tutanlar arasında Dış Türkler'in çokluğu dikkati çeken ve üzerinde durulması gereken bir konudur. Akçuraoğlu Yusuf, Ağaoğlu Ahmed, Ayaz İshakî, Zâkir Kadirî, Abdullah Battal Taymas, Sadri Maksudi, Reşit Rahmeti Arat, Akdes Nimet Kurat, Ahmet Temir, Zeki Velidi Togan, Abdülkadir İnan, Mehmet Sadık Aran ve diğerleri gibi Caferoğlu Ahmet de..." (Ötüken 134, Şubat 1975: 3).
Reklam
“Mutluluğa ulaşma baskısı bazen zulüm şeklini alıyordu, mutluluk herkesin ulaşabileceği ve ulaşması gereken bir şeymiş de, bu uğurda verilecek en küçük bir taviz dahi bireyin kendi kabahatiymiş gibi.”
Sayfa 55 - Doğan kitapKitabı okuyor
“İnsanların unutmaması gereken dört kural vardır: Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.”
Sayfa 143
Girilmemesi gereken yerler yollar vardır, üzerine gidilmemesi gereken askerler vardır, üzerine saldırılmaması gereken kentler vardır, mücadeleye gerek olmayan yerler vardır, yerine getirilmeyecek hükümdar emirleri vardır.
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.