Kişilikler empresyonist tablolar gibidir. Uzaktan herkes yekpareymiş gibi görünür, yakından bakıldığında ise her birimiz farklı ruh hallerinin, idrak ve güdülerin hayret verici karmaşıklığından ibaretiz.
İnsan zihni için, üst üste yaşanan olayların duyguları ayağa kaldırmasının ardından gelerek, ruhu hem ümitten, hem de korkudan azade kılan eylemsizlik ve kesinliğin mutlak sükûnetinden daha acı verici şey yoktur.
Reklam
1660'tan Rousseau'ya kadar olan döneme Fransa, İngiltere ve Almanya'daki din savaşlarının ve iç savaşların hatıraları egemendi. İnsanlar kaos tehlikesinin, bütün güçlü tutkuların anarşist eğilimlerinin, güvenliğin öneminin ve güvenliği sağlamak için gerekli fedakarlıkların farkındaydı. Basiret üstün erdem sayılmaktaydı; yıkıcı
Sayfa 328Kitabı okudu
Olgun bir insan her zaman sakin ve huzurlu bir zihin yapısını korumalı; tutkuların, geçici bir arzunun sükûnetini bozmasına asla izin vermemeli. Bilgi peşinde koşmak da bu kurala istisna teşkil etmez bence. Üzerinde yoğunlaştığınız çalışmalar sevgi hissinizi zayıflatıyorsa, basit şeylerden aldığınız, dışarıdan hiçbir şeyin karışmaması gereken tadı yok ediyorsa, o çalışmalar uygunsuz demektir; yani insan zihnine uymazlar.
Sayfa 57 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Bilimsel gelişmeler evrenin yapısına ve işleyişine dair birçok sorunun cevabını sağlayabilir, insanın hayatını kolaylaştırabilir ancak anlamlı kılmaz. Bilimin yokluk yerine niçin bir şeylerin var olduğu, evrende geçerli olan tabiat kanunlarının neden böyle olduğu, bütün olası ihtimaller arasında evrenimizin neden yaşam koşullarına son derece uygun olduğu sorularına verebileceği bir cevabı yoktur. En nihayetinde hayatın anlamını ve amacını bize verecek olan şey yine dindir. Başka bir deyişle bilim evrene dair "nasıl” sorusunun cevabını verebilir, ancak "niçin" sorusu hâlâ teolojinin ve inancın konusu olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla bütün bilimsel ilerlemelere rağmen evrenin var oluşunu açıklayan en tutarlı model evrenin yoktan yaratıldığını savunan dinî ve metafiziksel açıklamalardır. Modern kozmolojinin işaret ettiği patlamadaki hassas denge, evrenin muazzam büyüklüğü, atomaltı dünyanın hayret verici yapısı, tüm maddi yapıların yaşam için mükemmel bir formda gerçekleşmesi gibi durumlar ilim, irade ve kudret sahibi bir yaratıcının varlığına ve onun evrende her an fail olduğuna dair inancı daha da güçlendirmektedir.
Sayfa 45 - Doç. Dr. Ahmet Mekin Kandemir
Yunan düşüncesine göre. her türlü hizmetçilik, köleliğe dönüşme eğilimi gösterir; bireyin insanlığının ve kişiliğinin reddedilmesi anlamına gelir. Birçok Yunan bilgininin, aristokratların emeği aşağılaması olarak yorumladıkları bu görüş, aslında yurttaşın dış ve kişisel çıkarlarından bağımsız olarak karar verme kapasitesi ile ilgilidir. Claude Mosse, antik dünya üzerine yaptığı aydınlatıcı çalışmasında, "kendi evini inşa etmenin, kendi gemisini yapmanın ya da kendi evinin üyelerini giydirmek amacıyla kumaş dokumanın, hiç bir şekilde utanç verici bir şey olmadığını" gözlemlemiştir. "Ancak, herhangi bir ücret karşılığında bir başkası için çalışma alçaltıcı bir şeydir. Bağımsız zanaatkârı, ücretli işçinin üzerinde tutan antik düşünce yapısı, bu yönüyle modern düşünce yapısından ayrılır. Ancak antik çağın insanları için kendi ürünlerini satan bir zanaatkar ile kendi bedensel gücünü kiralayan bir işçi arasında gerçek bir fark yoktur. Her ikisi de kendilerinin değil, başkalarının gereksinimlerini karşılamak için çalışır. Yaşamları başkalarına bağlıdır. Bu nedenle özgür değillerdir. Bu belki de zanaatkarı köylüden ayıran en önemli özelliktir. Köylü antik çağda insan özgürlüğünün temelini oluşturan Öz yeterlilik idealine çok daha yakındır.
Sayfa 119 - Sümer Yayıncılık
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.