Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ulusal Azınlıklar
Özerk yönetime olan ihtiyaç, nüfusun yaklaşık beş milyonu veya yaklaşık yüzde 14'ünü oluşturan ulusal azınlıklar arasında özel olarak tanınmalıdır. En büyük azınlığı sayıları 3,5 milyon olan ve Müslüman denilen kabileler (bunları Maguindanaolar, Maranaolar, Tausoglar, vb. şeklinde ifade etmek daha doğrudur) oluşturur. Bunu sayıları yarım
Proletarya
Proletarya, esas olarak sanayi işçilerine ve ikincil olarak da diğer ücretlilere atfen kullanılır. Proletarya, herhangi bir üretim aracından mahrum bırakılan ve emek gücünü üretim araçlarının sahibi olan kapitalistlere satmak zorunda olan bir sınıftır. Kapitalist işverenle- rin kendilerine ayırdığı artı-değerden çok daha küçük, az bir geçim ücreti
Reklam
REFORMİZM VE MODERN REVİZYONİZM
Reformcu ve revizyonist faaliyetlerin yoğunlaşması, faşist faa- liyetlerin yoğunlaşmasını tamamlayıcı niteliktedir. Fanatik gericiler çirkin karşı-devrimci eylemlerde bulunsalar dahi, reformist numa- raları asla bırakmazlar. Modem revizyonistlerle buluşma aşamasına kadar gideceklerdir. Reformizm ve modern revizyonizm faşizmin kırılgan
Filipin toplumunun yarı-feodal karakteri, esas olarak eski feodal üretim tarzının tabi kılındığı ABD tekelci kapitalizmi tarafından belirlenmiştir. Yabancı tekelci kapitalizm ile iç feodalizmin iç içe geçmesinin somut sonucu, kendi kendine yeten doğal ekonominin erozyona uğraması ve bir meta ekonomisi lehine dağılmasıdır. Yabancı tekelci
Ülkede her alanda hızla oluşturulan gerici, bölücü faaliyetler için ele geçirilmesi gereken son kale, modern tıp kurumları ve sağlık çalışanlarıdır. Bu alanda da ülke geriye götürülebilirse, şeriat amacını gerçekleştirecek ve ülkemiz koyu bir karanlığa bürünecektir. İşte, modern tıp konusunda yaygara işte bu nedenle kopmaktadır. Şu anda modern tıp hakkında atıp tutanlar bir zamanların 'Yetmez ama evet' diyen liboşlarına benzemektedir.
Sayfa 13 - Pankuş YayınlarıKitabı okuyor
Anayasa
Madde 1: Kampuçya devleti, toprak bütünlüğüne sahip, bağımsız, birleşmiş, barışçı, tarafsız, bloksuz, egemen, demokratik bir devlettir. Kampuçya devleti, Kampuçya'nın işçi, köylü ve diğer emekçilerinin devletidir. Kampuçya devletinin resmi adı "Demokratik Kampuçya'dır. Madde 2: Bütün önemli üretim araçları, halk devletinin kolektif
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Düşmanlar bizi bizden iyi tanır. Güç ve moral kaynaklarımız onlarca gayet net olarak bilinmektedir. Onun için dinimize saldırır, imanımızı sarsmağa çalışıp, bizi rühen çökertmeğe sa'y ederler. Aramızdan yardakçılar bulur, bize onları saldırtırlar. İslâm'a, gelişmeye manidir diye iftira eder, Müslümanları tutucu ve gerici gösterir, halkı birbirine düşürür, atı alıp Üsküdar'a geçerler. Hatta besledikleri kanıbozuklara modern âmentüler hazırlatmışlar, aramıza sapık fikir ve felsefeler sokuşturmuşlar, hainleri reklâm edip alkışlamış, putlaştırmışlar, dinsizlik, ahlâksızlık ve soysuzluğu tervîc ve teşvik etmişlerdir.
Cumhur ittifakı, modern tarihimizin en gerici ve faşist nitelikteki oluşumudur. Tipik bir islamofaşist bloktur. En tehlikeli yanı iktidarı, kamu gücünü elinde tutmasıdır.
Ne var ki 1926 yılında idam edilenler çağdaşlaşma yanlılarıydı. Mahkemede Kel Ali'nin Cavit'e karşı kaba davranışını tanımlarken, Falih Rıfkı bunu eski bir gerici İttihatçının, eski bir ilerici İttihatçıya "medeniyette bizden ayrı olmayan kafasına" duyduğu nefretin belirtisi, bir hakaret olduğunu söyleyecekti. Cavit yayınlanmayan anılarında dini inançları olmadığını itiraf ediyordu. O liberal bir agnostikti [bilinemezci] ; Mustafa Kemal ise otoriter bir agnostikti.
Kürtlere "feodal" demeyi o başlatmadı ama CHP'nin gramerine o yerleştirdi. "llerici-gerici" yerine "feodal-modern" ayrımıyla teorik açılım ge­ tirdiği düşünüldü. Oysa Kürtlerden Kürt demeden söz etmenin etkili bir yolunu bulmuştu.
Reklam
İslami fundamen­talistler, İslam için din ve siyaset ayrımını reddermektedir. 19. asırda ortaya çıkmış bu gelişmenin reddine rağmen İslami fundamentalizm, Müslüman toplumların modern öncesi İslam'a, hatta [Hz.] Peygamber'in yaşamına dönüş yolunu açmaya çalışan gerici bir hareket olarak yanlış anlaşılmamalıdır.
Kapitalizmin, tüketim çılgınlığının, teşhir kültürünün dışına çıkma şansının olup olmadığını sorduğunda "O yok!" diyor ve sesini kısmak için sana gerici, yobaz, çağ dışı, oyunbozan vs. gibi isimler veriyor. "Bu yapının kendisi çağ dışı, insan onuruna aykırı. İstemiyorum." dediğinde çok sert bir biçimde "Hayır." diyor ve itirazını siyasi, dinî, psikolojik yönlerden incelemeye başlıyor. Topluma "Bu adamın ne derdi var?" dedirtiyor. Zira herkes "Kontrol bende, istediğimi tercih edebilirim." modunda. Eflatun'un mağarasında, zincire vurulmuş kölelerin ayaklarındaki zincirlerin farkında olmamaları gibi modern insan da dijitalizmin ellerine ve ayaklarına vurduğu prangaların farkında bile değil.
Sayfa 125Kitabı okudu
Nihayet önceden söz verdiğim şekilde “cinsel seçilim” konusuna değineceğim. Cinsel seçilimin arkasındaki temel fikir, her türde, cinsiyetlerden birinin, genellikle dişinin, belli kriterlere dayanarak karşı cinsten bir üyeyi çiftleşmek için seçmesi ve bunun tüm türün üzerinde seçici bir baskı yaratıyor olması. Cinsel seçilim erkek kuşların parlak tüylerine, koçların, geyiklerin, keçilerin ve diğer toynaklıların etkileyici ritüelvari düellolarına ve Hummer ciplerin çoğunlukla kısa boylu çirkin erkekler tarafından sürülmesine bir açıklama getiriyor. Kısaca doğal seçilim için cinsiyet fark etmezken, cinsel seçilim aynı cinsiyetten bireylerin üstünlük mücadelesine dayanıyor. Modern dünya adına, meclisin bu gerici ve seksist yaklaşımı yasaklayan bir kanun çıkarmasını öneriyorum.
Kapitalizmin, tüketim çılgınlığının, teşhir kültürünün dışına çıkma şansının olup olmadığını sorduğunda “O yok!” diyor ve sesini kısmak için sana gerici, yobaz, çağ dışı, oyunbozan vs. gibi isimler veriyor. “Bu yapının kendisi çağ dışı, insan onuruna aykırı İstemiyorum.” dediğinde çok sert bir biçimde “Hayır.” diyor ve itirazını siyasi, dini, psikolojik yönlerden incelemeye başlıyor. Topluma “Bu adamın ne derdi var?” dedirtiyor. Zira herkes “Kontrol bende, istediğimi tercih edebilirim.” modunda. Eflatun'un mağarasında, Zincire vurulmuş kölelerin ayaklarındaki zincirlerin farkında olmamaları gibi modern insan da dijitalizmin ellerine ve ayaklarına vurduğu prangaların farkında bile değil.
Sayfa 125 - İnsan Yayınları Birinci Baskı Aralık 2023Kitabı okudu
-Burası Müslüman bir ülke değil miydi? -Evet! Halen de öyle. -Nasıl olur? Ben hiç müslüman kıyafeti giyene rastlamadım. -Doğru,fakat bunlar modern müslümanlar.Ondan dolayıda her hallerinde avrupa’yı taklit ediyorlar.Gerçi İslam kıyafeti giyenlerde var.Fakat azınlıktalar hemde elit kesim ve medya tarafından “Gerici” diye adlandırılıp dışlanıyorlar.
251 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.