Ahlaki yaraların gizlenseler de asla kapanmamak gibi bir özellikleri vardır; dokunulduklarinda ağrımaya, kanamaya hazırlardir; yürekte canlı ve açık beklerler.
Zaten en yozlaşmış kişilikler kötülüğü ancak bir çıkara dayanıyorsa kabullenirler; gereksiz ve nedensiz bir kötülük bir anormallik gibi tiksinti vericidir.
Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son gücün çığlığıdır. Ağlayamadigimiz zamanlar, bizde o gücün de yok olduğu zamanlardır ki, onun yerine geçen etkili sessizlik, en şiddetli acının yarattığı gözyaşlarından daha yakıcidir.