''Dünyadan soyunmak. Yeniden bir kölenin doğasını giyinmek. Uzam ve zamanla işgal edilen noktaya, hiçliğe indirgenmek. Dünyanın hayalî krallığından yoksun kalmak. Mutlak yalnızlık. O zaman dünyanın hakikati elde edilir.''
Rahşan’a
akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
soyunmak vardı derdinden evrenin
bir entari serinliğini giyinmek
kendi derdini tespih gibi çekmek elinde
yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü
karşında polisiye roman okumak senin
sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz
sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak
Sayfa 95
Giyinmek için soyunanlar: Uygarlar.
Soyunmak için giyinenler: Yapmacıkları.
AŞK İLGİYLE İLGİLİDİR
ÇOCUKLUK
Aşkın çocuklukla ilgili bir yanı olmalı. Çocukluk anıları ve acılarıyla ilgili bir yanı. Çocukluğunu anlatır her âşık ilkin, anılarını ve acılarını... Sonra bir şey olur, iyi ki olur, adı tutku, adı yakınlık, adı sıcaklık, onun olmak, onunla olmak... Herşey bir yana o bir yana olur. Acayip olur, olmak tuhaftır,
Giyinmek için soyunanlar: Uygarlar.
Soyunmak için giyinenler: Yapmacıkları.
Sayfa 95Kitabı okudu
Yapamadığımız
akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
soyunmak vardı derdinden evrenin
bir entari serinliğini giyinmek
kendi derdini tespih gibi çekmek elinde
yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü
karşında polisiye roman okumak vardı
sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz
sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak
oturmağa konuklar gelmesi bazen
çevresinde bir masanın kaygısız
sıcacık konularda bir demli çay gibi
bilmedik komşularla konuşmak
dünyamızla uyuşmak vardı
oyunda sonunu görmeden oynamak
sevinebilmek kazandığına
yitirdiğine yerinebilmek
düşünmeyebilmek yoruldukça düşünmekten
kamaştıkça örtebilmek gözlerini
düşlerde bile ışıktan sakınarak kendini
uyayabilmek vardı vaktinde rahat
Bülent ECEVİT
Milo, birine âşık olduğunuzda her gün Zıtlıklar Günü'ydü. Onunla birlikteyken kendinizi hem kırılgan hem de çok güçlü hissediyordunuz. Hem gülmek hem de ağlamak istiyordunuz. Hem çok şık giyinmek hem de soyunmak istiyordunuz. Hem sonsuza kadar sizinle olmasını istiyordunuz hem de bir kova peynir soslu patates kızartması gibi mideye indirmeyi.
Sayfa 294 - Domingo YayınlarıKitabı okudu
Tanrım, diye düşündü Milo, birine aşık olduğunuzda her gün Zıtlıklar günüydü. Onunla birlikteyken kendinizi hem kırılgan hem de çok güçlü hissediyordunuz. Hem gülmek hem ağlamak istiyordunuz. Hem çok şık giyinmek hem de soyunmak istiyordunuz. Hem sonsuza kadar sizinle olmasını istiyordunuz hem de bir kova peynir soslu patates kızartması gibi mideye indirmeyi.
Sayfa 294 - Domingo yayınlarıKitabı okudu
Yaşlılıkta yıkanmak çok zor. Soyunmak, giyinmek ölüm gibi geliyor bana.
Sayfa 112 - Doğan KitapKitabı okudu
“akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
soyunmak vardı derdinden evrenin
bir entari serinliğini giyinmek
kendi derdini tespih gibi çekmek elinde
yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü
karşında polisiye roman okumak senin
sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz
sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak”
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları epubKitabı okudu
Gelecekten bir ödünleme beklemeden geçmişi kabul etmek. Şimdiki anda zamanı durdurmak. Bu aynı zamanda ölümün de kabul edilmesidir. "Tanrısallığından soyundu." Dünyadan soyunmak. Yeniden bir kölenin doğasını giyinmek. Uzam ve zamanda işgal edilen noktaya, hiçliğe indirgenmek. Dünyanın hayali krallığından yoksun kalmak. Mutlak yalnızlık. O zaman dünyanın hakikati elde edilir...
DOĞUBATI
Siyasi kişiliğine ne düşünürsünüz bilmem ama iyi bir şairdir 
Bülent Ecevit .Bugün vefatının 13. yılı. Ruhu şad olsun.
akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
soyunmak vardı derdinden evrenin
bir entari serinliğini giyinmek
kendi derdini tespih gibi çekmek elinde
yün örmen vardı akşamları koltuğa
Yaşlılıkta yıkanmak çok zor. Soyunmak giyinmek ölüm gibi geliyor bana.
Üstümü çıkartmak zor. Düşeceğim diye korkuyorum. Düşüp
de bir yerimi kınverirsem, o zaman işi şimdi . Kemikler de kaynamaz bu yaştan sonra. Şehir yerinde yıkanmak âdeti var. Yıkana yıkana eskitiyorlar kendilerini. Torun her gün banyoya
akşam kapı eşiğinde bir terli giysi gibi
soyunmak vardı derdinden evrenin
bir entari serinliğini giyinmek
kendi derdini tespih gibi çekmek elinde
yün örmen vardı akşamları koltuğa gömülü
karşında polisiye roman okumak vardı
sorgusuz bakışmak yoruldukça gözlerimiz
sevinçsiz gülmek üzüntüsüz ağlamak
oturmağa konuklar gelmesi bazen
çevresinde bir masanın kaygısız
Sıcacık konularda bir demli çay gibi
bilmedik komşularla konuşmak
dünyamızla uyuşmak vardı
oyunda sonunu görmeden oynamak
sevinebilmek kazandığına
yitirdiğine yerinebilmek
düşünmiyebilmek yoruldukça düşünmekten
kamaştıkça örtebilmek gözlerini
düşlerde bile ışıktan sakınarak kendini
uyuyabilmek vardı vaktinde rahat
Bülent Ecevit
Giyinmek için soyunanlar:Uygarlar..
Soyunmak için giyinenler:Yapmacıkları...
Sayfa 95 - YKYKitabı yarım bıraktı