Pek hızlı, ama bayağı bir biçimde akıp giden hayatıma acıyor, “Göğsümde bir taş gibi duran yüreğimi koparıp atabilsem ne iyi olurdu,” diye düşünüyordum.
“Yaşasın papatyalar; canım papatyalar. Seviyorum sizleri. Sizler ki bütün kış toprağın altında, yalnız bizi düşünürsünüz ve ilkbaharda hemen seriliverirsiniz ayaklarımızın altına. Canımlarım benim. Seviyorum sizleri insan kardeşlerim. Durup dururken seviyorum işte. Sevip duruyorum. Kollarımı açıp bütün insanlığı kucaklıyorum. Papatyalar gibi sizi koparıp göğsümde tutmak istiyorum…”