Yeryüzünde bir iklim,
Bir yer var ki, sevgilim,
Düşündüğüm orası.
...
Orası izin midir,
Gölgen mi, aksin midir?
Yer, gök, su, kuş ve çiçek
O donuk güzellikler,
Orda her şey sen demek;
O kadar sana benzer.
Sevgilim, burdan uzak,
Uzaklarda yaşamak,
Sevmek ve ölmek için,
Açılıp denizlere,
Bir gün gitsek mi dersin
Sana benzeyen yere.
Bin dokuz yüz on iki miydi, bin dokuz yüz elli iki miydi
Güneşli bir öğle miydi, çiçekler gölgesiz miydi
Ellerim kirli miydi
Neydi
Çiçeklere su mu serpiyordum, bir karanfil çok mu uzaklardan gelmişti
Bilmem ki
Benim bütün yaşamımda hep karanfiller olmuştur
Her zaman hatırlarım
Sanki bir karanfilden sürekli doğmuşumdur
Bin dokuz yüz on iki doğumlu
SAGREDO : Demek sadece yıldızlar var. Yerle gök arasında ayırım yok demek. Peki Tanrı nerde öyleyse?
GALİLEO : Ne demek istiyorsun?
SAGREDO : Tanrı nerde diyorum?
GALİLEO : (Kızgın, göğü göstererek) Orda değil! Oralarda başka canlılar varsa, gelip Tanrı’yı burada ararlarsa, burada da bulamayacaklar!
SAGREDO : Tanrı nerde peki?
GALİLEO : Din adamı değilim ben. Matematikçiyim.
SAGREDO : Her şeyden önce insansın. Soruyorum sana, senin evreninin neresinde Tanrı?
GALİLEO : İçimizde, ya da... hiçbir yerde. SAGREDO : (Bağırır) Yakılan adamın dediği gibi. GALİLEO : Evet. Onun dediği gibi.